Ağız cerrahisinde uyulması gereken kurallar

08:32:00


Ağız cerrahisinde dikkat edilmesi gerekenler, ağız cerrahisinde uyulması gerekenler nelerdir, ağız cerrahisinde nelere uyulmalıdır, ağız cerrahisinde uyulması gerekenler neler en doğru bilgileri sizler için araştırdık, makalemizin devamında bu sorularınıza yanıt bulabilirsiniz



Ağız cerrahisinde dikkat edilmesi gerekenlerağız cerrahisinde uyulması gerekenler nelerdir, ağız cerrahisinde nelere uyulmalıdır, ağız cerrahisinde uyulması gerekenler neler en doğru bilgileri sizler için araştırdık, makalemizin devamında bu sorularınıza yanıt verdik. Ağız cerrahisi önemli işlemdir ve uyulması gereken kurallar göz ardı edildiği zaman ciddi komplikasyonlar gelişebilir.



Ağız cerrahisinde amaç, hastayı sahip olduğu genel sistemik rahatsızlıklarına karşı uyarmak, tıbbi acil durum ve tedavisi hakkında bilgilendirmek, yara tedavisinin nasıl uygulanacağı konusunda bilinçlendirmek ve sterilizasyon ve dezenfeksiyon yöntemlerini anlatmaktır. Aynı zamandaağız cerrahisinde uyulması gereken kurallar içinde antibakteriyel ajanlar ve reçete yazılması da önemli bir husustur.



Ağız Cerrahisinde Uyulması Gereken Kurallar 

Diş çekimi ve cerrahi uygulaması esnasında kullanılacak olan aletlerin hijyenine de dikkat etmek gerekiyor. Bu aletler kişiye özel olmalı ve mutlaka dezenfekte edilmelidir. Dikiş teknikleri, malzemeler, antibiyotikler hastanın genel durumuna bağlı olarak uygulanmalı ve kullanılmalıdır. Tanı ve ağız cerrahisi uygulamalarında bu amaçları göz ardı etmemek daha sağlıklı ve sorunsuz bir cerrahi işlem ortaya çıkmasını sağlar.
Ağız cerrahisinde uyulması gereken kurallar Ağız cerrahisinde uyulması gereken kurallar Reviewed by sunwomens on 08:32:00 Rating: 5

Diş sallanması bitkisel tedavisi

08:26:00


Diş sallanmasına bitkisel çözüm, diş sallanmasına doğal çözüm, diş sallanmasına ne iyi gelir, diş sallanmasına iyi gelen bitkiler, diş sallanmasının bitkisel tedavisi, diş sallanmasına çözüm arıyorsanız makalemizin devamında bulunan bilgilere

dis-sallanmasina-bitkisel-cozum


Diş sallanmasına bitkisel çözüm, diş sallanmasına doğal çözüm, diş sallanmasına ne iyi gelir, diş sallanmasına iyi gelen bitkiler, diş sallanmasının bitkisel tedavisi, diş sallanmasına çözüm arıyorsanız makalemizin devamında bulunan bilgilere bir göz atmalısınız. Zaman zaman hepimizin karşılaştığı bir sorun olan diş sallanması için şifalı bitkilerden faydalanmak mümkün. Üstelik şifalı bitkiler sayesinde diş sallanmasının yaşattığı sorunlardan da kurtulabiliyorsunuz.



Diş sallanması için aşağıdaki kürü uygulayın ve kullanın. Diş sallanmasının tedavisi için önerilen bu kür tarifi düzenli olarak kullanıldığı zaman sizi sıkıntınızdan kurtaracaktır. Diş sallanması bitkisel tedavisi için hazırlanacak olan tarif hem çok pratik hem de uygulaması kolaydır. Büyük küçük herkes diş sallanması doğal çözüm yöntemini güvenle deneyebilir



Diş sallanmasına bitkisel çözüm
Malzemeler
  • Andız kökü
  • Sarmısak
  • Şap
  • Üzüm sirkesi
  • Elma
  • Kır nanesi
  • Sirke
Hazırlanışı ve kullanışı ise şöyledir:

Sarımsak ile beraber ezilen andız kökü, macun kıvamına gelene kadar yoğurulmalı, daha sonra sallana dişe sürülmelidir. Şap ta diş sallanmasına iyi gelen bir diğer malzemedir. Toz haline getirilen şap diş etlerine sürülür, on dakika bekletilir ve ılık su ile ağız çalkalanır.

Yemeklerden sonra ağzınızı üzüm sirkesi ile çalkalamanız da diş sallanmasına doğal çözüm olur.Kır çiçeği taze olarak yenilebileceği gibi haşlanarak elde edilen peltesini dişlere sık sık sürmekte çok yararlıdır. Diş sallanması için kır nanesi ve sirke karıştırılarak kullanılabilecek bir diğer bitkisel yöntemdir.
Diş sallanması bitkisel tedavisi Diş sallanması bitkisel tedavisi Reviewed by sunwomens on 08:26:00 Rating: 5

Yaşlılarda çene titremesi neden olur?

08:20:00
Yaşlılarda çene titremesi neden olur? ile ilgili görsel sonucu

Yaşlılarda çene titremesi, yaşlılıkta çene titremesi, yaşlılarda çene titremesi nedenleri nelerdir, yaşlılarda çene titremesi sebepleri, yaşlılarda çene titremesinin nedenleri hakkında bilgilenmek için doğru adrestesiniz. İstemsiz kasılma ve titremelerin altında yatan



Yaşlılarda çene titremesiyaşlılıkta çene titremesi, yaşlılarda çene titremesi nedenleri nelerdir, yaşlılarda çene titremesi sebepleri, yaşlılarda çene titremesinin nedenleri hakkında bilgilenmek için doğru adrestesiniz. İstemsiz kasılma ve titremelerin altında yatan pek çok ciddi hastalıklar olabiliyor. Özellikle de yaşlılarda bu tip sorunlara saha sık rastlanmaktadır. Yaşlılarda çene titremesi de bunlardan bir tanesidir.



Yaşlılarda görülen titremelerin nedenleri başında beyin hastalıkları geliyor. Özellikle de beyin hareketini kontrol eden merkezde görülen sorunlar bu tür rahatsızlıklara yol açıyor. Yaşlılarda çene titremesi nedenleri de bu tip sorunların varlığından kaynaklıdır. Parkinson,
esansiyal tremor ve distoni gibi pek çok hastalıklar istemsiz kasılma ve titremeler yaratıyor.



Vücudun mütenevvi bölgelerini etkileyen bu hastalıklar istemsiz kasılmaların başlıca sebepleri arasındadır. daha pek çok beyin rahatsızlıkları bu tip sorunların husule gelmesinde rol oynuyor. Yaşlılık döneminde ortaya çıkan çene titremesinin nedeni için mutlaka bir uzmana danışmalı gerekli tetkiklerden geçilmelidir. Ancak o zaman kesin olarak çene titremesi nedeni anlaşılabilir.
Yaşlılarda çene titremesi neden olur? Yaşlılarda çene titremesi neden olur? Reviewed by sunwomens on 08:20:00 Rating: 5

Diş eti kanamasına dikkat

13:13:00


Diş eti kanamasına dikkat
Diş Hekimi A.Doğan Bircan, diş eti kanamaları konusunda uyardı.
Dişlerin düzgün temizlenmediği takdirde, üzerlerinde ve aralarında biriken yiyecek artıklarının bakteriler ürettiğini belirten Diş Hekimi A.Doğan Bircan, “Bakteri plağı dediğimiz bu birikintiler, diş çürüklerinin ve diş eti iltihaplarının baş sorumlusu olup, zamanla tükürüğün çökelmesi sonucu diş taşlarını oluştururlar. Bakteri plağının içinde üreyen mikroorganizmalar, şekerli gıdaları parçalayarak asit üretirler. Ve bu asit, dişi küçük bir bölgeden başlayıp giderek büyüyen bir şekilde çürütür. Daha ileri safhalarda çekim kaçınılmaz olabilir” dedi.
Diş eti iltihabının ilk belirtisinin diş etindeki kanamalar olduğunu anlatan Diş Hekimi A.Doğan Bircan, “Diş etlerinde renk, şekil bozuklukları ve ağız kokusu ile kendini daha da belli eder. Diş eti iltihabının neden olduğu diş kayıpları, çürüklerin neden olduğu diş kayıplarından çok daha fazladır. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, sağlıklı diş eti açık pembe renktedir. Dişe ve kemiğe sıkıca yapışmış olup, portakal kabuğuna benzer parlak – pütürlü bir görünümü vardır” diye konuştu.
DİŞ ETİ HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Diş eti hastalıklarının ilk ve en önemli belirtisinin diş eti kanaması olduğunu tekrarlayan Bircan, “Sağlıklı diş eti kanamaz. Diş etlerinde şişmeler, kızarmalar oluyorsa, diş etlerinde çekilmeler ve açığa çıkan kök yüzeylerinde hassasiyet oluşuyorsa, diş eti kenarlarında veya dişler arasında, diş taşlarına bağlı olarak oluşan siyah alanlar görülüyorsa, diş ile diş eti arasından iltihap geliyorsa, dişlerde sallanmalar, uzamalar ve dişler arasında açılmalar oluyorsa, ağızda sürekli bir kötü koku ve kötü tat hissi varsa geç kalmadan bir diş hekimine muayene olunması gerekmektedir” dedi.
DİŞ ETİ HASTALIĞINA NELER SEBEP OLUR?
Diş eti hastalığının temel nedeninin bakteri plağı denen dişe sıkıca tutunan, yapışkan saydam bir tabaka olduğunu belirten Bircan, “Tırnağınızla dişinizin üzerini kazıyarak plağı fark edebilirsiniz. Plağın bir miligramında 200 ile 500 milyon arasında bakteri bulunur. Bunun yanı sıra, genetik faktörler, sigara kullanımı, ilaç kullanımı, hormonel değişiklikler, stres, diş sıkmak ve gıcırdatmak, kötü beslenme, şeker hastalığı ve uyumsuz yapılmış protezler de diş eti hastalıklarının başlıca sebepleri arasında sayılmaktadır.
Bakteri plağı kaldırılmazsa sertleşir ve diş taşı ya da tartar olarak isimlendirilen birikintiler oluşur. Plaktaki bakteriler tarafından üretilen toksinler (zararlı maddeler) diş etlerine zarar verir. Toksinler diş etlerinin etrafındaki destek dokularını yıkar, dişlerden uzaklaşır, oluşan periodontal ceplerde daha fazla bakteri plağı birikir. Periodontal hastalık geliştikçe cepler daha da derinleşir. Bakteri plağı dişlerin açığa çıkmış kök yüzeylerine yapışır. Dişlerin kemik desteği yok olur ve tedaviedilmeyen dişler sallanmaya başlar ve sonunda çekilir” ifadelerini kaydetti.
“Yaşam boyu dişlerinizi ağızda tutmak için bakteri plağının, diş fırçalaması ve diş ipi kullanılması ve kimyasal ajanlarla düzenli olarak her gün, dişlerden uzaklaştırılması gerekmektedir” diyen Bircan, şunları söyledi:
“Diş hekimine düzenli gidilerek kontrollerin yaptırılması son derece önemlidir. Günlük ağız bakımı diş taşlarının oluşumunu en az seviyede tutmakla beraber tamamen önleyememektedir. Bir diş hekimi tarafından yapılacak diş taşı temizliği; sizlerin diş fırçası, diş ipi ile temizleyemediğiniz bölgelerdeki sertleşmiş diş taşlarının ortamdan uzaklaştırılmasını sağlar. Diş taşlarının kaldırılmasına diş taşı temizliği ismi verilmektedir. Diş hekiminizin sizin özel gereksinimlerinize göre kişisel bir ağız bakım planı yapabilir. Bu programla dişleriniz ile diş etlerinize zarar vermeksizin diş fırçalamayı ve diş ipi kullanmayı uygulayabilirsiniz.
Diş hekimini düzenli ziyaret ederek ağız sağlık ürünleri hakkında diş hekiminizden öneriler alabilirsiniz. Piyasada pek çok çeşit diş fırçası, diş ipi, ağız gargaraları ve dişler arası temizleyicileri bulunmaktadır. Diş hekiminiz size en uygun olan ürünleri seçmenizde yardımcı olacaktır. Diş eti hastalıklarının erken safhalardaki tedavisigenellikle diş taşı temizliği ve kök yüzeyi düzleştirmesidir. Bu aşamalarda dişlerin etrafındaki ceplerden bakteri birikintileri ve diş taşları uzaklaştırılır ve kök yüzeyleri düzleştirilir. Bu işlemlerle iltihaba neden olan bakteriler ve toksin maddeler ağızdan uzaklaştırılır. Diş eti hastalıklarının erken safhalarında uygulanan bu işlemler genellikle yüz güldürücü sonuçlar için yeterli olmaktadır. Daha ilerlemiş vakalarda cerrahi müdahale gerekebilir. Cerrahi müdahalenin amacı; derin ceplerdeki diş taşlarını ve hastalıklı dokuları ortamda uzaklaştırarak iyileşmenin olabilmesi için kök yüzeylerini düzleştirmek ve diş etlerine kolay temizlenebilmesi için şekil vermektir. Tedavilerden sonra periodontal hastalar periyodik olarak görülmelidir. Periodontal tedavi ile elde edilen olumlu sonuçları korumanın tek yolu dişlerin fırçalanması, diş ipi ve bakteri birikintilerini ortamdan uzaklaştıran kimyasal ajanların düzenli olarak kullanılmasıdır. Ve en önemlisi diş hekiminin önerdiği aralıklarla kontrolünüzü yaptırmaktır.”
Diş eti kanamasına dikkat Diş eti kanamasına dikkat Reviewed by sunwomens on 13:13:00 Rating: 5

Diş etinde kırmızılık ve şişkinliğe dikkat!

13:07:00


Nilüfer Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Dr. Selin Aykol, periodontal hastalıkların toplumun yaklaşık yüzde 90’ını etkileyebileceğini söyledi.Diş eti hastalıklarının Gingivitis (basit diş eti hastalığı) ve Periodontitis (ilerlemiş diş eti hastalığı) olarak ayrıldığını belirten Aykol, “Basit diş eti hastalığı olarak tanımlanan Gingivitis, ağız hijyeninin yeterli olarak sağlanamadığı durumlarda oluşan diş eti hastalıkları grubunu temsil ediyor. Gingivitis, en basit tanımıyla diş eti iltihabıdır ve diş etlerinin ağız ortamındaki dental plağa, plak içerisinde çok sayıda bulunan mikroorganizmaya karşı verdiği ilk yanıttır. Diş etlerinde kanama, kaşıntı, şişlik, kırmızılık ve hassasiyet gibi tipik belirtilerdir” diye konuştu.Sağlıklı diş etinin sıkı kıvamlı, tıkız, gül kurusu pembe renkli olup kurutulduğunda mat özellik gösterdiğini belirten Aykol, diş etlerinde hastalıkolup olmadığının teşhisinde öncelikle bu sağlıklı diş eti kriterlerinin bilinmesinin çok büyük önem taşıdığını belirtti. Aykol, “İlerlemiş diş eti hastalığı olarak adlandırılan Periodontitis’in, basit diş eti hastalığından farklı olarak, dişin kök yüzeyini, diş kökünü saran kemiği ve bu iki doku arasındaki bağ dokusunu yok eden iltihabi bir hastalık. Periodontitis, tedavi edilmemiş olan Gingivitis’in ilerlemiş haline benzetilebilir.

Diş etinde kırmızılık ve şişkinliğe dikkat! Diş etinde kırmızılık ve şişkinliğe dikkat! Reviewed by sunwomens on 13:07:00 Rating: 5

20lik yaş diş sorunları,ağrısı ve tedavisi

13:02:00


Diş ağrısı, tüm ağrıların yanında en fazla sinir bozan ağrı çeşitidir. Özellikle 20lik dişler hem çıkarken hem çürüdüğünde çok feci ağrı yaparlar. Yirmilik dişler insanlarda yirmili yaşlarda çıkarlar, ağızda en arkadadırlar. Bazı insanlarda yirmilik dişler çıkarken, çenede boş yer olmamasından dolayı yan, eğri şekilde damak içinde büyürler. Bu ağrılı bir süreç yaşatır. Uzman hekim, bu dişi damak içerisinden ameliyatla alır ve ağrı sonlanır ancak bu en kötü senaryodur. Bu her insanda böyle olmaz, dişler ağız içinde damak üzerinde dizili şekilde dururlarken milimetrik hareketler yapabilirlez, zaman içerisinde dişlerde aralanma, sıkılaşma olmasının nedeni budur. 20lik diş çıkarken dişler sıkılaşır, 2olik dişe yer açarlar, bu sırada diş çıkmaya çalışırken ateş, baş ağrısı yapar. Özellikle gece geç saatlerde sancısı çok faza hissedilir, uykudan uyandırabilir.www.sunwomens.blogspot.com

Yirmilik dişlerin çürümesi de ayrı bir derttir. Çürüdüğü çok zor anlaşılır genellikle ağrının nedeni olarak baş ağrısı, migren gibi nedenler zannedilir ancak yirmilik diş, feci bri baş ağrısı verir, başın yarısı çene dahil ağırabilir. Hatta yirmilik diş çürüdüğünde sanki başka dişler ağırıyormuş gibi çeneye dağılan bir ağrısı vardır.
Diş çürükleri kalp rahatsızlıklarına neden olabildiği için dişçiye gitmeyi ihmal etmemek gerekir. Diş doktorunuz çürüyen yirmilik dişi dolgu, kanal tedavisi gibi işlemlerden geçirmeyi tercih etmeyecektir. Çekilecektir dişiniz. Ancak diş çekme operasyonu zannedildiği gibi ağrılı değildir.
Dişin varolan ağrısını dahi sonlandıracak anestezi yapılır, dişçinizin profesyonelliğine bağlı olarak 30 saniye ile 1 dakika arasında dişinizden kurtulabilirsiniz.

Diş ağrılarının genelinde geçici müdehale için önerilebilinecek bitki, karanfil yağıdır. Aktarlardan alınabilinecek karanfil yağı, pamuk yardımıyla ağrıyan dişin üzerine koyulabilinir, kısa sürede ağrıyı keseceği görülecektir. Ancak geçici bir çözümdür, doktorunuza gitmeyi geciktirmeyin, çünkü diş ağrıları kulak ağrısından kalb sorunlarına kadar pekçok ağrı ve hastalığın tetikçisidir.
Ayrıca sağlıklı bir ağız mutlu bir ruh hali demektir. Ağız sağlığı ve ruh sağlığı arasındaki doğrudan bağlantıyı olumlu yönde kullanmanız açısından, ağız sağlığınıza dikkat etmenizi, böylece depresyondan uzak bir ruh haline sahip olabilirsiniz
20 yaş dişi zaman zaman sıkıntıya yol açıyor ancak uzmanlar, doğru pozisyonda çıkan ve çevre dokulara zarar vermeyen 20 yaş dişlerinin yerinde kalması gerektiğini söylüyor.
20 yaş dişi, 7 yaşından 25 yaşına kadar gelişmesini devam ettiriyor. 9 yaşında radyografilerde de görülmeye başlayan 20 yaş dişinin, kuron denen üst bölgesi 14 yaşında oluşumunu tamamlıyor. 16 yaşına gelindiğinde, kök oluşumunun yüzde 50si tamamlanmış oluyor.
Bundan sonra çenenin de gelişimi ile beraber 20 yaş dişi için yer oluşmaya başlıyor. 18 yaşında kök oluşumunun tamamlandığını belirten Diş Hekimi Cansın Özgür, 24 yaşında, 20 yaş dişlerinin hareketlerini yüzde 95 oranında tamamladığını söylüyor. ‘Bu aşamada diş ya çıkış yolunu takip edip sürmesini tamamlar ya da farklı bir yöne doğru kendine çıkış yolu yaratmaya çalışır. Problemler, bu aşamaların herhangi birinde oluşabilir’ diyen Dr. Özgür, farklı yöne çıkan, gömülü kalan veya herhangi bir patolojiye sebep olan 20 yaş dişinin neden normal seyrinde çıkmadıklarını şöyle açıklıyor:

�Bu durum için zaman içinde birçok farklı açıklama yapılmıştır. Bunlardan bir kaçına örnek vermek gerekirse;
� 20 yaş dişlerinden birden fazla kök varsa bunların farklı süreçte gelişmesi dişlerin normal seyrinde sürmemesini sebep olabilmektedir.
� Diğer bir sebep ise diş genişliklerinin fazla, fakat çenedeki alanın az olmasıdır. Buna bağlı olarak diş sürmesini tamamlayacağı alana ulaşamaz.
� Gelişim sırasında oluşan sıkıntılar da bu sebeplerin içinde sayılabilmektedir.�
�Peki, her 20 yaş dişi çekilmeli mi veya hangi 20 yaş dişi çekilmeli?� Diş Hekimi Cansın Özgür�ün cevabı şöyle: �Maalesef gömülü 20 yaş dişi genelde hastalarda çok ciddi problemlere sebebiyet verir. Bunları;
� Yarı gömülü 20 yaş dişinin çevresinde oluşan iltihabın (perikoronitis) sebep olduğu çok ciddi ağrı tablosu,
� Çevre dişlerde çürük oluşumuna sebep olma,
� Dişlerde sıkışıklık dolayısıyla şekil bozukluğuna yani ortodontik problemlere yol açma,
� 20 yaş dişi kaynaklı kist veya tümör oluşumuna zemin hazırlama,
� Bulunduğu bölgedeki kemiği enfeksiyon benzeri oluşumlarla eritme,
� Çene kırığına sebep olabilme şeklinde sıralayabiliriz.�
Açıklanamayan ağrı tablosu, yirmi yaş dişlerinin oluşturduğu problemlerin başında geliyor. �Ama bu risklere rağmen, �bütün yirmi yaş dişleri çekilmelidir� gibi bir tespit yapamayız� diyen Özgür, yirmi yaş dişlerinde uygulanacak süreç hakkında şunları söyledi:
�Eğer bir 20 yaş dişi sürmüşse, aktif olarak kullanılıyorsa veya gömülü 20 yaş dişi herhangi bir probleme neden olmuyorsa çekimi zorunlu değildir. Fakat gömülü olan bir 20 yaş dişi ne yazık ki patlamaya hazır bir bomba gibidir. Yapmamız gereken; altı aylık düzenli kontroller için diş hekiminize gitmemiz ve radyografiler çektirmenizdir.
20 yaş dişi çekimi sırasında hastalarımızın en büyük korkusu ağrıdır. Lokal anesteziler, beyin ile çekim alanı arasındaki sinir iletilerini bloke ettikleri için böyle bir olasılık, doğru uygulanmış bir lokal anestezi ile mümkün değildir. Fakat dokunma ve baskı duyusu sadece genel anestezi ile bloke olduğundan, hasta dokunma ve baskı duyusunu hisseder. Bu, ağrıyla çok karıştırılan bir durumdur. Bu sebeple hastanın ve hekimin bunun ayrımına iyi varması gerekir.
20 yaş dişinin cerrahi çekimi sonrası reçete edilen ilaçlar düzenli ve zamanında kullanılmalıdır. 24 saat süreyle tütün ve tütün ürünleri tüketilmemelidir. Sıcak yiyecek ve içeceklerin tüketiminden kaçınılmalıdır.
Operasyon sonrası o bölgeye yüzün dışından soğuk kompres uygulaması, şişliği en aza indirecektir. Düzenli diş hekimi kontrolü erken teşhis sayesinde birçok sıkıntıyı önler. Hastanın operasyon sonrası uygulayacağı bakım da en az doğru cerrahi teknikleri kadar önemlidir.
20’lik dişler kolay çürüyebilen, iltihap veya apse yapabilen dişlerdir. Ondan dolaydır ki diş hekimlerinin % 99′u yirmilik dişlerin bir an önce çekilmesini önerirler. Peki 20’lik diş ağrısına ne iyi gelir?
20 yaş dişlerinin ağrı yapmasının değişik nedenleri vardır. Diş ağrısı nedenlerinin elimine edilmesi seçeneklerini dikkate alarak 20lik dişlerin ağrısı nasıl geçer bu sorunun yanıtı değişebilmektedir.
20′lik Diş Ağrısına ne iyi gelir?
Diş ağrısını çeken bilir ne kadar can yakıcı ve insana acı veren bir durum olduğunu. 20′li yaşlarda bir çoğumuzun başına gelen 20 yaş dişi ağrısı ile ilgili sizlere yardımcı olmak için bu paylaşımı sunmak istiyoruz.
Diş ağrısı, tüm ağrıların yanında en fazla sinir bozan ağrı çeşitidir. Özellikle 20lik dişler hem çıkarken hem çürüdüğünde çok feci ağrı yaparlar. Yirmilik dişler insanlarda yirmili yaşlarda çıkarlar, ağızda en arkadadırlar. Bazı insanlarda yirmilik dişler çıkarken, çenede boş yer olmamasından dolayı yan, eğri şekilde damak içinde büyürler. Bu ağrılı bir süreç yaşatır.
Uzman hekim, bu dişi damak içerisinden ameliyatla alır ve ağrı sonlanır ancak bu en kötü senaryodur. Bu her insanda böyle olmaz, dişler ağız içinde damak üzerinde dizili şekilde dururlarken milimetrik hareketler yapabilirlez, zaman içerisinde dişlerde aralanma, sıkılaşma olmasının nedeni budur. 20lik diş çıkarken dişler sıkılaşır, 2olik dişe yer açarlar, bu sırada diş çıkmaya çalışırken ateş, baş ağrısı yapar. Özellikle gece geç saatlerde sancısı çok faza hissedilir, uykudan uyandırabilir.
Yirmilik dişlerin çürümesi de ayrı bir derttir. Çürüdüğü çok zor anlaşılır genellikle ağrının nedeni olarak baş ağrısı, migren gibi nedenler zannedilir ancak yirmilik diş, feci bir baş ağrısı verir, başın yarısı çene dahil ağırabilir. Hatta yirmilik diş çürüdüğünde sanki başka dişler ağırıyormuş gibi çeneye dağılan bir ağrısı vardır.
Diş çürükleri kalp rahatsızlıklarına neden olabildiği için dişçiye gitmeyi ihmal etmemek gerekir. Diş doktorunuz çürüyen yirmilik dişi dolgu, kanal tedavisi gibi işlemlerden geçirmeyi tercih etmeyecektir. Çekilecektir dişiniz. Ancak diş çekme operasyonu zannedildiği gibi ağrılı değildir. Dişin varolan ağrısını dahi sonlandıracak anestezi yapılır, dişçinizin profesyonelliğine bağlı olarak 30 saniye ile 1 dakika arasında dişinizden kurtulabilirsiniz.
Diş ağrılarının genelinde geçici müdehale için önerilebilinecek bitki, karanfil yağıdır. Aktarlardan alınabilinecek karanfil yağı, pamuk yardımıyla ağrıyan dişin üzerine koyulabilinir, kısa sürede ağrıyı keseceği görülecektir. Ancak geçici bir çözümdür, doktorunuza gitmeyi geciktirmeyin, çünkü diş ağrıları kulak ağrısından kalb sorunlarına kadar pekçok ağrı ve hastalığın tetikçisidir.
Ayrıca sağlıklı bir ağız mutlu bir ruh hali demektir. Ağız sağlığı ve ruh sağlığı arasındaki doğrudan bağlantıyı olumlu yönde kullanmanız açısından, ağız sağlığınıza dikkat etmenizi, böylece depresyondan uzak bir ruh haline sahip olabilirsiniz.
Diş ağrısı; diş çürümesi, diş minesinin aşınması, diş etlerinin iltihaplanması veya bunlara benzer sebeplerden kaynaklanır.
Diş ağrısı , neredeyse herkesin yaşamının bir veya birden fazla döneminde yakındığı bir rahatsızlıktır. Genel kanaat, diş ağrılarının basit ağrılar olduğu yönündedir ve bu sebeple dayanılmaz hale gelinceye kadar dişhekimine gitmek genellikle ertelenir. Ayrıca yine aynı kanı sebebiyle bilinçsiz ağrı kesici kullanımının ve çeşitli yöntemlerin en sık görüldüğü ağrı türlerinden biridir.

Diş ağrılarının sebepleri
Diş minesinin aşınması
Dişeti hastalıkları
Diş çürükleri ve diş abseleri
Gömülü Dişler (yirmilik dişler)
Sinüzit gibi ağız dışı hastalıklar olarak sıralanabilir.
Diş ağrıları nedenleri arasında en sık görülen diş çürükleridir. Toplumun %97’sinde diş çürüklerine rastlanmaktadır. Bu durum özellikle yetersiz veya kötü ağız hijyeninden kaynaklanır. Ağız içine yerleşen bakteriler şekerli ve unlu yiyecek kalıntıları ile asit oluşturur ve bu da dişin koruyucu tabakasını zayıflatarak çürüklere sebep olur.
Diş ağrıları genellikle zonklama biçiminde ve son derece rahatsız edici olarak hissedilir. Ağrı gittikçe şiddetlenir ve bazen dayanılmaz bir hal alır. Özellikle abse gibi iltihabi bir durum mevcutsa dışarıdan farkedilecek kadar şişliklere sebep olabilir.Sıcak – soğuk hassasiyeti ve dişe bastırınca hassasiyet artar. Dişlerde minik kırılmalar görülebilir.

Diş ağrısı başladığında zaman kaybetmeden bir dişhekimine gitmekte yarar vardır. Çünkü diş ağrısı sebeplerinden de anlaşılacağı gibi, ağrı kendi kendine geçme özelliği göstermez ve tedavi gerektirir.
Diş Ağrısı Tedavisi (diş ağrısına pratik çözümler)
Kesinlikle ağrıyan diş üzerine ASPİRİN ya da herhangi bir ağrı kesici ilaç uygulanmamalıdır. Kimyasal yapıları sebebi ile bu gibi ilaçlar dişetinde ve çevredeki yumuşak dokularda tahrişlere sebep olabilmektedir. Bu da diş ağrısının yanında ekstra bir ağrının oluşmasına sebep olacaktır.
Ağrıyan diş üzerinde ve dişlerin arasında bulunan gıda artıkları, diş fırçası ve diş ipi kullanılarak temizlenmeli ve yarım su bardağına yarım çay kaşığı tuz ilave ederek karıştırılmalı ve bu tuzlu su ile ağız iyice çalkalanmalıdır.
Diş hekimine gitmeden önce ağrı kesici bir ilaç alınabilir.
Eğer iltihap nedeni ile yüzde şişlik oluşmuşsa o bölgeye soğuk kompres yapılmalıdır.
Diş üzerinde çürük nedeni ile oyuk oluşmuşsa buraya çok az karanfil yağı (eugenol) emdirilmiş pamuk konulabilir. Eugenol ağrının hafiflemesini sağlayacaktır. Ancak, bu işlemi yaparken eugenol ün diş etine sızması önlenmelidir. Çünkü karanfil yağı da yumuşak dokuları tahrip edici özelliğe sahiptir. Bir an önce diş hekimine başvurulmalıdır.
sabah
20 yaş dişleri bilinenin aksine herhangi bir yaşta da çıkabildiği gibi, çene kemiğine gömülü olduğu durumlarda enfeksiyonlar ve yüzde şişmeler meydana getiriyor. Central Hospital’dan Ağız ve Diş Sağlığı Uzmanı Dt. Gökçe Çetin, 20’lik dişlerin sorun yarattığı durumlar ve tedavi süreçleri hakkında merak edilen soruları yanıtlıyor.
20’lik dişlerin çıkması için en uygun zaman hangi yaştır? Niçin?
En uygun zaman 18-30 yaşları arasıdır. 20 yaş dişlerinin önündeki ikinci büyük azı dişleri 11-13 yaşlarında ağızda görüldükten sonra, dişlerin sürmesi için yeterli çene kemiği mesafesi var ise 20 yaş dişleri çıkabiliyor.
Bazı kişilerde 20’lik dişler çok ileriki yaşlarda çıkabiliyor? Niçin?
Bu durum çene veya dişin gelişimi ile ilgili olabiliyor. Diş arkındaki yer darlığı durumlarında dişin çıkabilmesine; dişeti, kemik veya komşu diş engeli mani olabiliyor. Bu gibi durumlarda diş gömülü kalarak, bu engellerden herhangi biri ortadan kalktığında çıkabiliyor ve daha ileriki yaşlarda oluşabiliyor.
Bazı kişilerin 20’lik dişlerinin sadece yarısı çıkıyor. Diğer yarısı da ileriki yıllarda çıkabiliyor. Bunun sebebi nedir?
20’lik diş kendisine, çene kemiğinde uygun bir kemik mesafesi yeri bulduğunda, ileriki yıllarda çıkabiliyor. Bazen de ağızda oluşmadıkları için hiç çıkmıyor veya sadece yarı çenedekiler çıkabiliyor.
20’lik dişler genellikle kişiler için baş belasıdır. 20’lik dişlerden çektiğimiz kadar hiçbir dişten bu kadar çekmiyoruz. 20’lik diş problemleri niçin oluşuyor?
Dişin yarısı çıkmış yarısı da çene kemiğinde gömülü bulunduğu zaman, çıkmış tarafın etrafını çevreleyen diş eti ile arasında bir diş eti cebi oluşuyor. Bu diş eti cebi, yediğimiz yemeklerin ve bakterilerin birikimi için müsait bir boşluk oluşturuyor. Bakterilerin bu boşlukta çoğalmasıyla enfeksiyonlar ve yüzde şişmeler meydana gelebiliyor.
20’lik yaş dişlerinin oluşturduğu problemler nelerdir?
20’lik dişler, diş fırçalarının zor ulaşabildikleri bölgelerde olduğundan, dişteki plağın yeterince temizlenememesine bağlı çürük oluşumları, diş eti enfeksiyonları, bir öndeki dişlerde ara yüz çürükleri gibi problemler ortaya çıkarabiliyor.
20’lik dişler hangi durumlarda mutlaka çekilmeli? Niçin? Eğer çekilmezse ilerde ne tür sağlık problemleri oluşturur? Çekilmesi gereken 20’lik dişlerle ilgili görsellik varsa bizimle paylaşabilir misiniz?
6 ay-1 sene gibi zaman aralığında sürekli tekrarlayan, diş eti ve çene iltihaplanmalarında, ileri derecede çürüme durumlarında ve üst çenedeki 20 yaş dişlerinin çıkıp, alttaki 20 yaş dişlerinin çıkmaması durumuna bağlı dişlerde meydana gelen uzamalarda dişin çekilmesinde fayda vardır. Çekilmedikleri takdirde ağızda, diş kaynaklı kist ve tümörler meydana gelebiliyor.
Hiçbir rahatsızlık vermese de kötü pozisyonlu bir 20’lik diş niçin çekilmelidir?
Bu durumlarda bazen diş fırçasının ulaşamayabileceği konumlarda bulunabiliyor. Dolayısıyla plak birikimi ve çürük oluşumu kaçınılmaz oluyor. Aynı zamanda, genelde üst çene 20 yaş dişleri yanağa doğru eğimli çıkarak bazen rahatsızlık verebiliyor. Hastanın bu şikayetlerden kurtulabilmesi için çekilmeleri gerekiyor.
20’lik diş çekiminin normal diş çekiminden farkı var mıdır?
20’lik dişlerin çene kemiğindeki konumunda, duruş pozisyonunda, büyüklüğünde, üzerinin kemikle veya mukoza ile kaplı olması gibi sorunları yoksa, 20 yaş diş çekiminin, normal çekimden bir farkı yoktur.
20’lik dişlerde hangi durumlarda ameliyat gereklidir?
Dişin tam çıkamadığı veya çene içerisinde gömülü kaldığı durumlarda ameliyatuygulanır.
Ameliyat sonrası nelere dikkat edilmelidir?
Çekim bölgesi bir yara bölgesi olduğundan, iyileşme süresince ağrılar meydana gelebiliyor. Bu durumlarda uygun ilaçları ve ağız çalkalama sularını öneriyoruz. Çekim sonrası kanama ihtimalini arttırabileceğinden, hastaların sıcak yiyecek ve içeceklerden uzak durmaları, ilk 24 saat boyunca o taraf ile çiğneme yapmamaları gerekiyor. Dişlerimizi fırçalarken çekim bölgesini daha dikkatli fırçalamakta da fayda var. Ağız temizliğimize bu dönemde daha fazla dikkat etmemiz gerekiyor.
Halkımızın 20’lik dişler hususunda yaptığı yanlışlar nelerdir? Niçin?
Halk arasında 20 yaş dişlerinin çabuk çürüyen, gereksiz ve çıkar çıkmaz çekilmeleri gereken dişler olduğu inancı yaygındır. Bu inanışın tam tersine, düzenli bir şekilde çıkıyor ve diş dizisini bozmuyor ise mutlaka korunmalı gerekiyor. Bazen ağızda çıkmamış ancak diş filmlerinde görülen gömülü kalmış 20 yaş dişleri, yaşamımız boyunca ağızda bir sorun çıkarmadan yerinde durabiliyor. Bu dişlerin çıkmaması sorun teşkil etmeyip, çekilmeleri gerekmeyebiliyor. Altlı ve üstlü olarak çıkmış 20 yaş dişleri, çiğneme görevlerini sağlıklı bir şekilde yerine getiriyorsa çekilmeleri için bir neden bulunmuyor.
20lik yaş diş sorunları,ağrısı ve tedavisi 20lik yaş diş sorunları,ağrısı ve tedavisi Reviewed by sunwomens on 13:02:00 Rating: 5

Ağız pamukçuğuna ne iyi gelir?

12:51:00


Genellikle bebeklerde görülen bir sorun olan ağız pamukçuğu bebeklerde huzursuzluk yaratan bir durum olmasının yanı sıra bebeklerin sağlığını da olumsuz yönde etkilemekte olduğunda, ağız pamukçuğunun tedavisi doğru bir şekilde yapılmalıdır



Genellikle bebeklerde görülen bir sorun olan ağız pamukçuğu bebeklerde huzursuzluk yaratan bir durum olmasının yanı sıra bebeklerin sağlığını da olumsuz yönde etkilemekte olduğunda, ağız pamukçuğunun tedavisi doğru bir şekilde yapılmalıdır. Bebeklerde ağız pamukçuğu tedavi edilmezse, akciğer enfeksiyonları başta olmak üzere daha pek çok enfeksiyon hastalıklarına zemin hazırlayıp bu hastalıkların husule gelmesine neden olacaktır. Uzman doktorlar ağız pamukçuğuna ne iyi gelir sorusuna şöyle yanıt verdiler:



Evde pamukçuk tedavisi
Ağız pamukçuğu genellikle antibiyotik kullanımından sonra görülen, dezenfekte edilmemiş biberon ve emziklerin kullanılmasından ortaya çıkan bir sorun olmaktadır. Bu nedenle ağız pamukçuğunun geçmesi için bebeklerin ağız hijyenine dikkat edilmeli, kullanılan biberonlar her kullanım sonrası iyice dezenfekte edilmeli, yalancı emziklerde tamamen temizlenmeden bebeklerin ağzına verilmemelidir.


Aynı zamanda bebeklerini emziren anneler meme uçlarının hijyenine de özen göstermeli, emzirme öncesi kuru bir petle meme uzu silinmeli ve günde bir defa da hafifçe yıkanmalıdır. Bebeğinizde ağız pamukçuğu varsa emzirmekten korkmayın. Çünkü anne sütü ağız pamukçuğuna iyi gelen en doğal ve sağlıklı besindir.



Ağız pamukçuğu kesinlikle kendiliğinden geçen bir sorun değildir, mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Ağız pamukçuğuna iyi gelen şifalı bitkilerden de faydalanabilirsiniz. Ancak, pamukçuklar büyük yaralar halindeyse kesinlikle uzman doktorlardan yardım almalısınız.



Ciddi olmayan küçük ve az pamukçuk sorunlarında hijyene özen göstermek kadar, bitkisel yöntemlerle de bu soruna çözüm bulunabilir. Karadut bitkisini kaynatarak elde edilen şurup ile bebeklerin ağzını silmek faydalı bir yöntemdir. Ağız pamukçuğuna iyi gelen bir diğer yöntem ise, sütü kaynatıp kaymağını çıkartmak ve temiz bir tülbent ile bebeğin ağzına sürmektir.
Ağız pamukçuğuna ne iyi gelir? Ağız pamukçuğuna ne iyi gelir? Reviewed by sunwomens on 12:51:00 Rating: 5

Boğaz enfeksiyonu nasıl geçer?

12:44:00


Boğaz enfeksiyonu mikrobik bir hastalık olduğu için, boğaz enfeksiyonunun tedavisinde mikropların vücuttan atılmasına yardımcı olacak tedavi yöntemlerine başvurulur ve hem boğaz enfeksiyonu hem de bu durumdan kaynaklı yaşanan bir takım problemler olabilir



Boğaz enfeksiyonu mikrobik bir hastalık olduğu için, boğaz enfeksiyonunun tedavisinde mikropların vücuttan atılmasına yardımcı olacak tedavi yöntemlerine başvurulur ve hem boğaz enfeksiyonu hem de bu durumdan kaynaklı yaşanan bir takım yakınmalar giderilir. Boğaz enfeksiyonunun geçmesi için hastaların bir takım uzman önerilerine düzenli bir şekilde uyum sağlamaları gerekirken, aynı zamanda doktor tavsiyesi dışında hiçbir ilaç kullanmamaları da gerekir. Çünkü kimi zaman boğaz enfeksiyonu sadece boğazdan değil, başka organlarda yaşanan sorunlardan da kaynaklı olabiliyor. Bu sebeple nedeni bilinmeyen boğaz enfeksiyonunda doktor tavsiyesi olmadan ilaç kullanılmamalıdır.

bogaz-enfeksiyonu-nasil-gecirilir


Boğaz enfeksiyonu nasıl tedavi edilir?
Kimi zaman boğazın kendi enfeksiyonu olmamasına rağmen sinüslerden akan ya da akciğerden kaynaklanan akıntılar boğazda tahrişe yol açarak boğaz enfeksiyonu gibi yakınmaların ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Bu hususta dikkatli davranılması ve boğaz enfeksiyonun neden kaynaklandığının kesin bir şekilde bilinerek tedavisinin yapılması gerekir.



Boğaz enfeksiyonu şiddetli bir boğaz ağrısı ile kendini göstermektedir. Kendiliğinden iyileşmeyen ve uzun süre boğaz enfeksiyonunun tedavisi için antibiyotik ilaçlar reçete edilir. Fakat viral enfeksiyon kaynaklı boğaz enfeksiyonu ise bu durumda antibiyotik ilaç yerine vitamin ve benzeri bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı ilaçlar reçete edilir. Bakteriyel bir enfeksiyonsa düzenli antibiyotik kullanılır.



Boğaz enfeksiyonunda boğaz ağrısını ve tahrişini azaltacak, boğazı rahatlatacak pastil, gargara, lokal tedaviler tavsiye edilir. Hastanın yiyecek ve içeceklerine dikkat etmesi, bol sulu gıda tüketmesi ve su tüketim miktarını da yüksek tutması gerekir.
Boğaz enfeksiyonu nasıl geçer? Boğaz enfeksiyonu nasıl geçer? Reviewed by sunwomens on 12:44:00 Rating: 5

Diş neden sızlar?

02:09:00


Pek çok insanın yaşamış olduğu başa bela sorunlardan birisi olan diş sızlamasının nedenleri hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler için, diş neden sızlar sorusuna uzmanlarımızın verdikleri yanıtları sizlerle paylaşıyoruz. Diş sızlamasının başlıca nedenleri


Pek çok insanın yaşamış olduğu başa bela sorunlardan birisi olan diş sızlamasının nedenleri hakkında bilgi sahibi olmak isteyenler için, diş neden sızlar sorusuna uzmanlarımızın verdikleri yanıtları sizlerle paylaşıyoruz. Diş sızlamasının nedenleri epey çok olduğu yönünde açıklamalarda bulunan uzman diş hekimleri, ağız ve diş sağlığına gereken önemin verilmesi hususunda da önerilerde bulunuyorlar. Peki, diş sızlaması neden olur?



Diş sızlaması sebepleri
Dişlerde sızlama olmasının nedenleri başında tükettiğimiz aşırı sıcak ya da aşırı soğuk yiyecek ve içecekler geliyor. Aynı zamanda yine beslenmeyle ilgili çok ekşi ve çok şekerli gıdaları tüketmekte diş sızlaması nedenleri arasında yer almaktadır. Bu tür gıdaları sevmeyen dişlerimiz hemen sinyaller vermeye başlar sızlayarak can sıkıcı bir durum oluştururlar.
Diş eti çekilmesi gibi diş sağlığı problemleri de dişlerde sızlama nedenlerindedir. Geceleri uyurken diş gıcırdatma alışkanlığı bulunanlarda da sürekli diş sızlaması sorunu ortaya çıkar. Bunun nedeni gıcırdatma esnasında diş minesinin aşınması ve hassasiyet kazanmasıdır. Asitli yiyecek ve içecekleri sık tüketimi,dişleri çok fazla bastırarak fırçalamak, asitli yiyecek ve içeceklerde diş sızlamasına neden oluyor.

Diş neden sızlar? Diş neden sızlar? Reviewed by sunwomens on 02:09:00 Rating: 5

Ağız içi deri soyulması nedenleri

01:49:00


Ağız içi deri soyulması nedenleri hakkında bilgilenmek isteyen ziyaretçilerimiz için, bu sorununa sebep olan faktörleri yazımızın devamında sizler için açıklamış bulunuyoruz. Ağız içi deri soyulması kişilerin beslenmesinde de zorluk yaşatan önemli etkenler olabilir


Ağız içi deri soyulması nedenleri hakkında bilgilenmek isteyen ziyaretçilerimiz için, bu sorununa sebep olan faktörleri yazımızın devamında sizler için açıklamış bulunuyoruz. Ağız içi deri soyulması kişilerin beslenmesinde de zorluk yaşatan bir sorun olduğundan, ağız içi deri soyulmasının sebepleri mutlaka uzman bir doktor tarafından araştırılmalı ve tedavisi uygulanmalıdır.



Vücut bağışıklık sisteminin deri hücrelerini yabancı olarak algılayıp saldırması sonucunda ortaya çıkan deri soyulmasında ağız içi deri soyulmasının nedenlerine göz attığımız zaman bu sorunun en çok alerjik reaksiyonlardan ortaya çıktığı görülmektedir.
Ağız içi deri soyulmasında aynı zamanda enfeksiyon hastalıklarının da büyük bir payı bulunmaktadır. Vitamin eksikliği de ağız içi deri soyulması problemini ortaya çıkartmaktadır.

Mantar hastalığı da nadir olarak ağız içinde deri soyulmasına neden olan problemler arasında yer almaktadır. Kullanılan bir takım ilaçlar, aşırı sıcak yiyecek ve içeceklerin tüketilmesi, bağışıklık sistemi bozukluklar, ağız kanseri gibi faktörlerde ağız içi deri soyulması sebeplerindendir. Tüm bunların haricinde bazı hastalıklarda ağız içi deri soyulması yaşanmasına neden olabilir.
Ağız içi deri soyulması nedenleri Ağız içi deri soyulması nedenleri Reviewed by sunwomens on 01:49:00 Rating: 5
ads 728x90 B
Blogger tarafından desteklenmektedir.