Gebelikten korunma iğneleri zararları

04:09:00
gebelikten korunma iğneleri zararları ile ilgili görsel sonucu

Gebelikten korunma aylık iğne zararlarıdoğum kontrol iğnelerinin zararları nelerdir, hamilelikten korunma iğnelerinin zararları, hamilelikten korunma iğnesinin zararları nelerdir, gebelikten korunma iğnelerinin yan etkileri, hamilelikten korunma iğnesi yan etkileri nelerdir sizler için araştırdık. Son dönemlerde kullanılabilirliği kolay olan doğum kontrol iğnelerinin hem olumlu hem de olumsuz bir takım etkileri mevcuttur. Bu makalemizde sizlere doğum kontrol iğnelerinin yan etkilerinden, zararlarından bahsedeceğiz.

gebelikten korunma iğneleri zararları ile ilgili görsel sonucu


Tüm doğum kontrol yöntemlerinin bir takım olumlu ve olumsuz etkileri bulunmaktadır. Bu sebeple hangi yöntem kullanılacak olursa olsun mutlaka bir uzman önerisi alınmalıdır. Hem aylık hem de üç aylık olan korunma iğneleri adet kanamasının başladığı ilk gün de sayılarak beş gün içerisinde uygulandığı taktirde etkisini gösterir. Peki nedir, doğum kontrol yöntemlerinden olan aylık ve üç aylık iğnelerin zararları?
İlgili resim
Gebelikten korunma iğneleri bazı bayanlarda adet düzensizliği, şeker hastalığı, karaciğer bozukluğu, tansiyon yüksekliği, damar tıkanıklığı, ayaklarda ağrı ve şişlik, bacaklarda kızarıklık gibi bir takım olumsuz etkilere yol açabiliyor. Gebelikten korunma iğneleri yan etkileri arasında bulantı, kusma, şiddetli baş ağrısı yer almaktadır. Bu tür şikayetler çıkıyorsa doğum kontrol iğneleri kesinlikle kullanılmamalıdır.
Gebelikten korunma iğneleri zararları Gebelikten korunma iğneleri zararları Reviewed by sunwomens on 04:09:00 Rating: 5

Gebelikten korunma yöntemleri prezervatif

04:05:00
gebelikten korunma yöntemleri prezervatif ile ilgili görsel sonucu

Gebelikten korunma yöntemi prezervatifprezervatif ile hamilelikten korunma, doğum kontrol yöntemi prezervatif, gebelikten korunma prezervatif, prezervatif nasıl takılır, prezervatif ne zaman takılmalı, prezervatif nasıl korunma sağlar, gebelikten korunma için prezervatif kullanımı ve prezervatif kullanımı hakkında merak edilenleri sizlerle paylaştık. Doğum kontrol yöntemleri arasında birçok eşin tercih ettiği bir ürün olan prezervatif, istenmeyen gebelikleri önlemede birebirdir.

gebelikten korunma yöntemleri prezervatif ile ilgili görsel sonucu

Gebelikten korunmak için kullanılacak bir doğum kontrol yöntemlerinden birisi olan prezervatif, ya da diğer adıyla kondom, erkekler tarafından kullanılmak için geliştirilmiş özel bir lastikten yapılan ince ve esnek bir kılıftır. Cinsel birleşme esnasında meninin kadın vajinasına girmesini engeller böylece spermler rahime girmediği için gebelikten korunma sağlanır.
İlgili resim
Günümüzde kullanılan gebelikten korunma yöntemleri arasında en sık tercih edilen ve en etkili korunma yöntemidir. kesinlikle hiçbir şekilde kadının organına değdirilmeden önce erkek tarafından takılmalıdır. Boşalma gerçekleştiği zaman da, erkeklik organı gevşemeden çıkartılmalıdır. Gebelikten korunmak için kullanılan prezervatif aynı zamanda cinsel yolla bulaşan hastalıkların da önlenmesini sağlar. HIV/AIDS, HEPATİT-B, FRENGİ, BEL SOĞUKLUĞU, KLAMİDYA gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklar doğum kontrol yöntemlerinden birisi olan prezervatif ile %100 korunma sağlar. Hiçbir yan etkisi de bulunmayan prezervatif güvenle gebe kalmamak için kullanılan bir üründür.
Gebelikten korunma yöntemleri prezervatif Gebelikten korunma yöntemleri prezervatif Reviewed by sunwomens on 04:05:00 Rating: 5

Erkeklerde hormon tedavisi nasıl yapılır?

04:01:00
Erkeklerde hormon tedavisi nasıl yapılır? ile ilgili görsel sonucu

Erkeklere hormon tedavisi erkeklere hormon tedavisi erkeklere hormon takviyesi erkeklere hormon tedavisi nasıl uygulanır erkekler için hormon tedavisi erkeklerde hormon tedavisi nedir ve nasıl yapılır sizler için sagliksiteniz.com ekibi araştırdı.

İlgili resim


Erkeklik hormonu olan testosteron normal sınırın altına düştüğü zaman depresyon, kalp hastalığı, şeker hastalığı, cinsel istekte azalma, kansızlık, sıcak basma ve terleme gibi şikayetlere ve sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Nasıl ki kadınlarda östrojen hormonu ilerleyen yaşla birlikte azalıyor ve kadınlar menopoz dönemine giriyorsa, erkeklerde de andropoza girme söz konusudur.
İlgili resim
İlerleyen yaşlarda testosteron hormonunda eksiklik olması normal karşılanır; ancak bu sorun genç yaşta meydana gelmiş ise, sorunun ciddi bir şekilde tedavisi yapılmalıdır. İlerleyen yaşta da olsanız yine de hormon tedavisi görerek yaşanan şikayetleri en aza indirmelisiniz.
Erkeklerde hormon tedavisi nasıl yapılır? ile ilgili görsel sonucu
Erkeklerde testosteron hormonu tedavisinde bu hormon vücuda enjekte edilebileceği gibi, jöle şeklinde hazır edilip parçalar halinde deri ya da ağız yoluyla da verilmektedir. Testosteron hormonu eksikliği zaman güç kayıpları da meydana geliyor. Testosteron hormonu eksikliği bulunan erkeklere hormon tedavisi uygulandığında kasla güçleniyor ve yürüme daha da kolaylaşıyor. Testosteron tedavisi ile fiziksel güç artabilir, prostat kanseri riski azalabilir.
Erkeklerde hormon tedavisi nasıl yapılır? Erkeklerde hormon tedavisi nasıl yapılır? Reviewed by sunwomens on 04:01:00 Rating: 5

Evlilik öncesi hangi testler yapılır?

03:58:00
evlilik öncesi hangi testler yapılır ile ilgili görsel sonucu

Evlilik öncesi yapılan testler nelerdir evlilik öncesi hangi testler yapılmalı evlilik öncesi testler evlilik öncesi yapılması zorunlu testler evlilik öncesi testleri nelerdir sagliksiteniz.com ekibi sizler için bu soruların yanıtlarına yer verdi.


Evlilik öncesi testler
Evlilik hazırlığı içinde olan çiftler için kanun tarafından yapılması zorunlu kılınan evlilik öncesi testler, gebelik aşamasında büyük önem taşımaktadır.
evlilik öncesi hangi testler yapılır ile ilgili görsel sonucu
Eğer eşlerden birinde ya da ikisinde birden kalıtsal bir hastalık ve bulaşıcı bir hastalık bulunuyorsa, evlilik öncesi yaptırılan testler sayesinde bunlar öğrenilebiliyor ve ona göre gerekli önlemler alınarak hem eşlerin hem de doğacak bebeklerin sağlığı korunmuş oluyor.
Evlilik öncesi hangi testler yaptırılmalıdır işte sorunuzun yanıtı:
Evlilik öncesi yapılacak olan testler arasında kanunun istediği ölümcül olan HIV/ AIDS, bulaşıcı olan Hepatit B, Hepatit C ile VDRL / Frengi taramasıdır. Bunların dışında Akdeniz Ateşi Anemisi testi ve Kan grubu da evlilik öncesi yaptırılması gereke testler arasında yer alıyor.
Evlilik öncesi hangi testler yapılır? Evlilik öncesi hangi testler yapılır? Reviewed by sunwomens on 03:58:00 Rating: 5

Doğum Kontrol Hapı Kullanımı Hakkında Tüm Bilinmesi Gerekenler Nelerdir?

22:39:00
Doğum Kontrol Hapı Kullanımı Hakkında Tüm Bilinmesi Gerekenler ile ilgili görsel sonucu
Gebelik düşünmeyen birçok kadının hamile kalmamak için kullandığı doğum yöntemleri başında elen doğum kontrol hapı hakkında bilinmesi gereken her şeyi Acıbadem Levent Tıp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Nur Beştay anlattı.



Doğum kontrol yöntemleri arasında en yaygını olan doğum kontrol hapıdır. Eğer doğum kontrol hapı bilinçli bir şekilde kullanılırsa hiçbir soruna sebebiyet vermez, bırakılmasının üzerinden kısa bir süre sonra geçmesinin ardından hemen kalınmasını sağlar. Acıbadem Levent Tıp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Nur Beştay, doğum kontrol hapının kullanımı hakkında merak edilen birçok sorunun yanıtına açıklamalarında yer verdi.sunwomens.blogspot İşte doğum kontrol hapı ile ilgili bilinmesi gerekenler;
İlgili resim
Kimler doğum kontrol hapı kullanabilir, kimler kullanamaz?
Damar tıkanıklığı varlığı ya da öyküsü olanlar, damar tutulumlu şeker hastaları, ciddi karaciğer hastalığı, meme veya genital organlara ait habis tümörler, ciddi migren öyküsü, karaciğer iyi ya da kötü huylu tümör varlığı veya öyküsü, ailevi kan lipid yüksekliği olanlar ile bilinen gebelik ya da gebelik şüphesi taşıyanlar oral konraseptifler kullanamaz.

Doğum kontrol haplarının, kalp damar hastalıklarında, koroner damar dediğimiz kalp damarlarının hastalıklarında, iskemik kalp hastalıklarında kullanılması da sakıncalıdır. Ayrıca sebebi bilinmeyen kanamalarda doğum kontrol haplarının kullanımı uygun değildir. Bilinen ya da şüphe edilen meme kanserinde kullanılmaz.
İlacın içeriğindeki herhangi bir maddeye karşı duyarlılığı olduğu bilinen kişilerde de ilacın kullanılması sakıncalıdır. 35 yaş üzeri sigara bağımlılarında da pıhtılaşma artışı oluşturma riski nedeniyle kullanımı sakıncalıdır.
İlgili resim
Doğum kontrol haplarının organlara zararları neler? Migrenin şiddetlenmesine yol açtığı, karaciğeri olumsuz etkilediği, damar tıkanıklığına yol açtığı doğru mu?
Organlara direkt zararlı etkilerinden ziyade, dolaylı olarak oluşturabilecekleri sağlık problem risklerinden söz etmek mümkündür. İçeriğindeki östrojen hormonu nedeniyle, kanın pıhtılaşma eğilimini artırmaları, en korkulan yan etkilerinden biridir. Günümüzde kullanılan düşük doz ilaçlar nedeniyle, bu risk çok düşük seviyelere indirildi.
Karaciğer enzimleri yoluyla yıkıldıklarından, karaciğer hastalığı varlığında kullanılmazlar. İçerikleri nedeniyle migren ağrılarını tetikleyebilir veya bazı kişilerde var olan migreni daha da şiddetlendirebilir. Orak hücreli anemi hastalığı olanlarda zaten var olan damar tıkanma riskini daha da artırabileceğinden kullanılması sakıncalıdır.
Doğum kontrol hapları kilo almaya yol açar mı?
Son dönem kullanılan düşük doz içerikli doğum kontrol haplarında bu etki çok azdır. Kullanım sırasında ilk birkaç ay kişinin bunu test etmesi için yeterlidir.
Doğum kontrol haplarının yan etkileri neler?
Damar tıkanıklığı gelişme riskinde artış,
Bulantı, kusma,
Baş ağrısı,
Yüksek tansiyon ortaya çıkması,
Lekelenme tarzında kanamalar,
Adetlerin miktar olarak çok azalması ya da hiç olmaması,
Depresyon,
Libido azalması,
Kilo almak ya da vermek,
Karaciğer enzimlerinde değişim,
Vajinal mantar enfeksiyonu gelişimi,
Yüzde lekelenme olması,
Yüzde sivilce ya da tüylenme,
Karaciğerde selim tümör gelişimi, oluşabilecek yan etkilerdendir.
Bunlardan herhangi birinin oluşumunda mutlaka doktora başvurulmalıdır.
Doğum kontrol hapını doğru kullanma şekli nedir?
İlgili resim
Doğum kontrol hapları 21 (monofazik) ya da 28 veya 24 (multifazik) günlük paketler halinde olabilir. Mutlaka düzenli olarak, doktorunuz tarafından tarif edildiği şekilde kullanmalısınız. Düzensiz kullanılması halinde, adet dışı kanamalar olabilmekle birlikte, koruyuculuk yönünden de güvenilirliği azalır.
Monofazik, yani içinde 21 adet hap bulunan ilaçlarda, sadece ilk kez hap kullanmaya başlanacaksa, kutudaki ilk hap adetin ilk 5 günü içinde alınmaya başlanır. Her gün 1 hap içilir. Tüm kutudaki haplar bitince, 7 gün ara verilip 8. gün yeni kutuya başlanır. Bu yedi günlük arada adet kanaması başlar. Kanama devam ediyor olsa bile 8. gün yeni kutuya geçilmelidir.
Eğer multifazik hap ise, üzerinde 1. gün yazan ilaçtan kullanmaya başlanır ve devam edilir. İlaç kullanmaya başlanılan ilk 3 ayda, ilacı kullandığınız zamanda lekelenme şeklinde kanamalar olabilir. Kısmen beklenen bir durumdur. Nadiren ilacın içeriğindeki doza bağlı olabilir ve değiştirilmesi gerekebilir. Bu lekelenmeler görüldüğü takdirde doktorunuzu haberdar etmelisiniz.
Hapları kullanırken, günün aynı saatinde almaya özen göstermelisiniz. Beraberinde başka ilaç kullanımı halinde, antibiyotik gibi, mutlaka ilaç etkileşimi kontrol edilmelidir. Çünkü bazı ilaçlar, doğum kontrol haplarının etkisini azaltabilir.
Doğum kontrol haplarının hamileliği önlemek dışında ne gibi yararları vardır?
Doğum kontrol haplarının rahim içi, yumurtalık ve rahim ağzı kanserini azaltıcı etkileri biliniyor.
Adet sancılarını azaltır, adet döngüsünün düzenli olmasını sağlar.
Adet öncesi gerginlik belirtilerini azaltır. Adet kanama miktarını azaltarak kan kaybını önler.
Sivilce ve tüylenme artışı tedavisinde faydalıdır.
Fibrokistik meme hastalığı daha az görülür.
Karın içi iltihap (pelvik enfeksiyon) görülme riskini azaltır.
Vajinal enfeksiyonların görülme sıklığını azaltır.
Kemik yoğunluğu daha yavaş azalır.
Dış gebelik riskini azaltır.
Doğum Kontrol Hapı Kullanımı Hakkında Tüm Bilinmesi Gerekenler ile ilgili görsel sonucu
Doğum kontrol hapları hangi durumlarda bırakılmalı?
Şiddetli baş ağrısı, beraberinde bulantı, kusma, bulanık görme olması, ani görme kayıpları, geçici körlük gibi durumlarda ilaç derhal kesilmelidir. Bacaklarda kızarıklık, şişlik ve ağrı, inme, felç, şiddetli karın ağrısı, şiddetli göğüs ağrısı ve nefes almada güçlük, kan basıncında yükselme ilacın kesilmesini gerektiren diğer acil durumlardır.

Neden doğum kontrol hapı kullanımı bırakıldığında hamile kalmakta güçlük yaşanıyor?
Doğum kontrol hapı bırakıldıktan sonra hemen hamile kalınabilir. Gebe kalmakta gecikme daha çok, enjektable, yani kas içine yapılan uzun süreli koruyuculardan sonra gözlenir.
Doğum Kontrol Hapı Kullanımı Hakkında Tüm Bilinmesi Gerekenler Nelerdir? Doğum Kontrol Hapı Kullanımı Hakkında Tüm Bilinmesi Gerekenler Nelerdir? Reviewed by sunwomens on 22:39:00 Rating: 5

Kalıtsal Hastalıklar Nelerdir Tedavisi Varmıdır?

22:34:00
Anne ve babadan bebeğe geçiş gösteren genetik sorunlar kalıtsal hastalıklara yol açmaktadır. Peki, genetik (kalıtsal) hastalıklar elerdir? Maddeler halinde genetik bozukluk hastalıkları sizlerle paylaşıldı.



Kalıtsal olarak annede ve babada bulunan hastalıklar doğan bebeğe kusurlu genler aktarılmasına neden olur ve bebekte anne ve babada bulunan hastalıkların görülme riski bulunmaktadır. Ancak, her çocuk için bu durum geçerli değildir.Eğer kalıtsal hastalıklar riski taşıyan çocuğun sağlığına dikkat edilirse ve çocuk bir yetişkin olduğunda önlem almaya devam ederse, annesinde ve babasında bulunan genlerle geçiş gösteren hastalıklara karşı direncini arttırmış olabilir. Kalıtsal hastalıklara yakalanmamak için önlem almak şarttır. Fakat bazı çocuklarda ise önlem alınsa dahi söz konusu genetik hastalığın geçme ihtimali de bulunmaktadır.
Genler DNA’dan yapılmıştır ve bir canlının büyümesi, gelişmesi ve yaşamını sürdürmesi için gerekli bilgileri taşıyan kalıtım birimidir. Yeni doğan bir bebeğin anne-babasından kalıtım yoluyla aldığı bütün genleri normal ise sağlıklı dünyaya gelecektir. Ama bazı bebeklerde, anne ya da babadan gelen kromozomların biri ya da bir kaçı kusurlu olabilir. Bu durumda bebekte kalıtsal hastalık ya da bozukluk ortaya çıkar. Birçok ülkede yaklaşık her 30 bebekten birinde genetik hastalık ya da bozukluk söz konusudur. Kalıtsal hastalıkların bir çoğu ameliyatla, ilaçlarla ve çeşitli uygulamalarla denetim altına alınarak hasta çocukların yaşamlarını normal olarak sürdürmeleri sağlanabilir.
kalıtsal hastalıklar altı parmaklılık ile ilgili görsel sonucu
Çeşitlerine göre kalıtsal hastalıklar aşağıda maddeler halinde sıralanmıştır:
1. Kalıtsal Metabolik Hastalıklar
Şeker Hastalığı (Diyabet)
Guatr Hastalığı
Fenilketonüri
2. Kalıtsal Kas İskelet Sistemi Hastalıkları
İnflamatuar Artritler
Juvenil Romatoid Artrit (JRA)
Romatoid Artrit
Ankilozan Spondilit
Miyopatiler
Müsküler Distrofiler
Osteoporoz (Kemik Erimesi)
3. Kalıtsal Nörolojik Hastalıklar
Çocuklarda Görülen Kalıtsal Nörolojik Hastalıklar
Yetişkinlerde Görülen Kalıtsal Nörolojik Hastalıklar
4. Kalıtsal Kan Hastalıkları
Alyuvar (Eritrosit) Kaybının Arttığı Durumlar
Eksikliklere Bağlı Kansızlıklar
Alyuvar Yıkımının Arttığı Durumlar
Akyuvarlarla İlgili Hastalıklar
Kan Pulcukları (Trombositler) İle İlgili Hastalıklar
Kanamalı Hastalıklar (Pıhtılaşma Bozuklukları)
5. Kalıtsal Kalp Hastalıkları
Çocuklarda Görülen Kalp Hastalıkları
Yetişkinlerde Görülen Kalp Hastalıkları
6. Hipertansiyon (Yüksek Tansiyon)
7. Kalıtsal Onkolojik Hastalıklar (Kanserler)
Kan Kanserleri (Lösemiler)
Lenfoma
Akciğer Kanseri
Bağırsak (Kolon) Kanseri
Prostat Kanseri
Meme Kanseri
8. Kalıtsal Solunum Hastalıkları
Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı(KOAH)
Kistik Fibrozis
Astım
9. Diğer Kalıtsal Hastalıklar

Bulaşıcı Sarılık
AIDS ve HIV
Kalıtsal Hastalıklar Nelerdir Tedavisi Varmıdır? Kalıtsal Hastalıklar Nelerdir Tedavisi Varmıdır? Reviewed by sunwomens on 22:34:00 Rating: 5

Hiperaktivite Nedir Tedavisi Nasıl Olur?

22:31:00
hiperaktivite tedavisi nasıl olur ile ilgili görsel sonucu
Küçük çocukların hem yaşlarına hem de gelişim düzeylerine uygun olmayan bir biçimde aşırı hareketlilik göstermesi sorununa Hiperaktiflik denilmektedir. Birçok ailenin muzdarip olduğu Hiperaktife bozukluğu tedavisi aksatılmamalıdır.



Genellikle 3-4 yaşlarında ki çocuklarda görülen Hiperaktiflik, kimi zaman bebeklik döneminde de kendini göstermektedir. Hiperaktive sorunu olan tüm çocukların uzman tedavisinden geçmeleri gerekir. Aksi durumda uyuma, huysuzluk, huzursuzluk, sürekli ağlama gibi belirti ve diğer şikayetler kontrol altına alınmaz, bu durum hem çocuğa hem de ailesini zora sokmaktadır. Kızlara nazaran hiperaktivite sorunu erkek çocuklarda daha fazla görülmektedir. İşte, hiperaktivite bozukluğunun tedavi yöntemleri ve ailelerin hiperaktivite tedavisinde üzerine düşen görevler.
hiperaktivite tedavisi nasıl olur ile ilgili görsel sonucu
Hiperaktivite değişik nedenlerle olabilir. Bunlar arasında; beyinde bazı yapısal işlevsel bozukluklar, kalıtım etkisi, çevre etki görülmektedir. Hiperaktiflik gebelik döneminde tespit edilememektedir. Bu yüzden doğum öncesi herhangi bir önlem yada tedavi yoktur. Ancak ilaç, alkol ve sigara kullanımından kaçınarak önlem alınabilir.
Hiperaktif çocuklar çoğunlukla yaramazlık ile karıştırılmaktadır.
Hiperaktif Çocukların Özellikleri Nelerdir?
Dikkat eksikliği ve aşırı hareketlilik belirtilerinin dış uyaranlara bağlı olmadan geliştiği görülür.
İlgileri kısa süreli olduğu için çabuk sıkılıp başladığı bir işi yarım bırakırlar.
Yaşıtları ile veya kardeşler ile ilişki sorunları görülür.
Saldırgan davranışlar yaparlar.
Heyecan ve adrenalin arayan davranışları vardır.
Hayallere dalma ve koordinasyon eksikliği görülmektedir.
Çocuk çok hareketlidir, olduğu yerde duramaz. Oturduğu yerde uzun süre duramaz hemen kalkar.
Kendilerini kontrol etmelerindeki güçlük nedeniyle nerede durmaları gerektiğini bilemezler. Korkusuzca davranmaları çeşitli tehlikelerle karşılaşmalarına neden olur.
Tehlikeyi kavrayamaz, birden atılır. Soru bitmeden cevap verir, konuşma aralarına girer. Başladığı bir işi bitiremez.
Dikkat eksikliğinden dolayı dersleri anlayamaz. Okul hayatında başarısızlık görülür.
İlgili resim
Hiperaktivite Tedavisi ve Önemi
Hiperaktiviteden şüpheleniliyorsa hiç paniğe kapılmadan uygun bir teşhis için uzman doktora danışılmalıdır. Bunun bir rahatsızlık olduğu ancak çözülebilir bir problem olduğu bilinmelidir. Sevgi, saygı ve şefkat ile hiperaktif çocuklar a diğer sağlıklı çocuklara yakın bir büyüme ve gelişme gösterebilirler. Genelde aileler de ilaç kullanımını alışkanlık yapacağı zannedilir ve ilaç kullanmaktan kaçınırlar. Oysa ilaç kullanmak alışkanlık yapmaz. İlaç kullanması gerektiği halde ilaç almayan çocuklarda bu rahatsızlık ilerleyerek madde kullanımı gibi daha kötü alışkanlıklara sebep olabilir. Bundan dolayı uzman doktorun önerdiği tedavi uygulanmalıdır.
Bu çocukları ortama uydurmak zordur ama ortam bu çocukları kabul etmeli ona göre davranılmalıdır. Onlara kural koyarken uzman önerisi göz önünde tutularak anlayışlı bir şekilde davranılmalıdır. Hiperaktivite teşhisi koyulduktan sonra hekim, aile ve öğretmen birlikte bir tedavi stratejisi belirlemelidir. Aile ve öğretmenin yaklaşımı da en az uzman hekimin tedavisi kadar önemlidir. Hiperaktif çocuğun öğrenme stratejisi diğer çocuklardan farklıdır. Bu çocuklarda dikkat eksikliği göz önünde tutularak, onların da katılımını sağlamak eğitim materyalleri kullanarak dikkatini çekmek gibi yöntemler kullanılabilir.
İlgili resim

Bu zorlu süreçte elbette ki en büyük zorluk ve sabır gerektiren görev anne ve babaya düşmektedir. Çocuğa karşı bir anlık öfke iyileşme sürecini etkileyeceği için oldukça sakin ve sabırlı olmalıdırlar. Çocuğun sinirlenip kontrolden çıkacağını anlayınca ona derin derin nefes almasını söylemek aynı zaman da kendisi de yaparak örnek olmalıdır. Birlikte yürüşe çıkmak, oyunlar oynamak yanında olduğunu hissettirmek gerekir. Çocuğun odasını açık renklerde boyamak, dikkatini dağıtacak fazla eşya koymamak gerekir. Çocuğu günlük tutmaya teşvik etmek, hissettiklerini özgürce yazmasını sağlamak gerekir. Hiperaktif çocuklarda beslenme de son derece önemlidir. Özellikle tatlı ve kalorisi yüksek gıdalara dikkat edilmelidir. Dengeli ve düzenli bir beslenme programı uygulanmalıdır.
Hiperaktivite Nedir Tedavisi Nasıl Olur? Hiperaktivite Nedir Tedavisi Nasıl Olur? Reviewed by sunwomens on 22:31:00 Rating: 5

Sperm kalitesini artıran besinler

08:30:00
sperm kalitesini artıran besinler ile ilgili görsel sonucu
Erkeklerin vücutlarında bulunan sperm üretimi son derece önemlidir. Sperm kalitesizliği ile karşı karşıya kalan pek çok erkek var ve giderek de bu sayıda artış gözlenmektedir. Spermlerin yetersizliği ve kalitesinde bozukluk olması gebeliğin önündeki en büyük engellerden biridir. Spermlerin kalitesini yükseltmek için doğal yiyeceklerden faydalanmalı ve sperm kalitesi ile birlikte sperm hareketliliğini de arttırmalıdır.
İlgili resim
Sperm kalitesini arttıran besinler hakkında açıklamalarda bulunan uzmanlar, çocuk sahibi olmakta zorlanan ve sorunun spermlerden kaynaklandığı durumlarda erkeklere tavsiye ettiği yiyecek maddelerinin başında “Lycopene” (likopen) geliyor. Likopen anormal sperm hücrelerini azaltıyor. Likopenden zengin gıdalar tüketerek sperm kalitesini arttırabilirsiniz.
İlgili resim
Sperm kalitesini yükselten gıdalar şunlardır: Maydanoz, Nane, tarçın, Fesleğen, Kekik, Vanilya, Hardal, Roka, Şalgam, Zencefil, Ayçiçeği, Kuşkonmaz, Kereviz, Enginar, Bezelye, Yumurta, Hindi, Antep fıstığı, Susam, Badem,Ceviz ve fındık,Salatalık,Sivri biber,Bal,Pekmez,Muz,Çilek,Avakado,İncir ve Hurma
Sperm kalitesini artıran besinler Sperm kalitesini artıran besinler Reviewed by sunwomens on 08:30:00 Rating: 5

Doğal doğum kontrol yöntemi

08:19:00


Doğal doğum kontrol yönteminde kadının adet döngüsünü bilmesi ve buna göre güvenli zamanlarda ilişkiye girmesi gerekir. Vajinal duş ve geri çekme yöntemi doğal doğum kontrol yöntemi gibi görülür, lakin bu yöntemlerin tehlikesi vardır ve güvenilir değildir.
İlgili resim
Döllenme aşamasının hesaplanması ve gebe kalma riskinin bulunması dönemlerinde ilişkiden kaçınmak en etkili doğal doğum kontrol yöntemidir. Bu yönteme takvim yöntemi adı verilmektedir. Bir kadının doğurgan olduğu günler adetinin ilk gününden itibaren 14 gündür.
İlgili resim
Normal bir adet döngüsü olan kadının bu günlerde hamile kalma ihtimali çok yüksektir. Eğer bu günlerde ilişkiye girilecek ise prezervatif kullanılmalıdır. Adetin başladığı günden 14. günün sonunda korunmasız ilişkiye girilebilir.
Doğal doğum kontrol yöntemi Doğal doğum kontrol yöntemi Reviewed by sunwomens on 08:19:00 Rating: 5

Hamilelikten korunma yöntemleri spiral

08:14:00
hamilelikten korunma yöntemleri spiral ile ilgili görsel sonucu

İstenilen zamanlarda istenilen sayıda çocuk sahibi olmak her çiftin hakkı olduğu için günümüzde bu arzuyu zamanında yerine getirebilmek için çeşitli doğum kontrol yöntemleri bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi de kadınların rahmine takılan spiral isimli bir araçtır. Spiral, 2-3 cm boyutunda, T şeklinde bir rahim içi aracı olarak tanımlanır.
hamilelikten korunma yöntemleri spiral ile ilgili görsel sonucu
Tüm doğum kontrol yöntemleri arasında koruma etkeni en yüksek olan spiraldir. Spermlerin yumurta içine gitmesini engelleyerek döllenmenin gerçekleşmesini önler. Döllenme söz konusu olsa bile rahim içi özelliklerini bozarak döllenen yumurtanın yerleşmesini engeller. Doğum kontrol yöntemleri spiral uygulaması kadın hastalıkları ve doğum uzmanları tarafından takılmalıdır.
hamilelikten korunma yöntemleri spiral ile ilgili görsel sonucu
Kadınların adet döneminde takılan spiral,3-10 yıl kadar kullanılabilir. Hormonlu spirallerin ömrü 3 yıl, bakırlı spirallerin ömrü ise 10 yıldır. Spiral çıkartıldıktan sonra diğer doğum kontrol yöntemlerine göre gebelik daha kısa sürede elde edilir. Devlet kuruluşunda ücretsiz olarak takılmakta, sağlık kuruluşlarında küçük bedeller istenmektedir.
Hamilelikten korunma yöntemleri spiral Hamilelikten korunma yöntemleri spiral Reviewed by sunwomens on 08:14:00 Rating: 5

Doğum kontrol yöntemleri bant

08:11:00

İstenmeyen ve henüz erken olduğu düşünülen gebeliklerin önüne geçmek için kadınların kullandığı doğum kontrol yöntemlerinden bir tanesi de bant uygulamadır. Doğum kontrol bandı olarak da bilinen bu yöntemin avantajları ve dezavantajları hakkında sizleri bilgilendirdik. Doğum kontrol bandı nasıl kullanılır, faydaları ve zararları nelerdir işte merak edilen soruların yanıtları:
Doğum kontrol yöntemleri bant ile ilgili görsel sonucu
Doğum kontrol bandı vücuda sızan hormonlar ihtiva etmektedir. Üç hafta tekrarlamak üzere, haftada bir defa, aynı gün alçaya, karına, vücuda veya üst kola yapıştırdığınız bu bantlar hamileliğe karşı önlem alır. Kesinlikle memelere yapıştırılmaması tavsiye edilen bu bantların fark etmeden düşmesi durumunda iki gün boyunca gebelikten korumaya devam eder. oktor veya doğum kontrol kliniği tarafından reçete edilir, eczaneden alınabilir.
Gebeliğe karşı yaklaşık olarak % 99 oranında koruma sağlayan doğum kontrol yöntemleri bantları, haftada yalnızca bir kez değiştirilir. Doğum kontrol bantları kilolu olanlara tavsiye edilmez. Kilo fazlalığı bulunan kişilerin gebeliğe karşı bantlar ile tam olarak korunması sağlanmaz. Doğum kontrol haplarına göre, doğum kontrol bantları fiyatları daha yüksektir. Doğum kontrol bandı yan etkileri ise bulantı, göğüs darlığı, baş ağrısı, kan lekeleri ve moralde iniş ve çıkışlar. Cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı korumaz.
Doğum kontrol yöntemleri bant Doğum kontrol yöntemleri bant Reviewed by sunwomens on 08:11:00 Rating: 5

Vazektomi nasıl yapılır?

08:07:00
İlgili resim

Erkeklere uygulanan bir işlem olan vazektomi, erkeği kısırlaştırma işlemidir. Vazektomi ameliyatı ile erkekte sperm hücrelerinin testislerden depolandıkları bölgelere geçişi kalıcı olarak bozulmuş olur. Vazektomi ameliyatı olanlardan boşalma sonrası gelen sıvının dış görünümünde hiçbir değişiklik söz konusu olmaz. Ancak sıvıda sperm hücresi bulunmaz ve bu sebeple de gebelik riski bulunmaz.
vazektomi nasıl yapılır izle ile ilgili görsel sonucu
Vazektomi uygulamasında sperm kanalları geri dönüşü mümkün olmaan bir hasara uğrar. Bu sebeple de işlem geri alınmaz. Vazektomi yaptıran erkek ömrünün sonuna kadar kısır olarak hayatına devam eder. Orgazm sırasında boşalan sıvı testisler tarafından değil, prostat bezi tarafından üretilir.
İlgili resim
Vazektomi işlemi uygulaması lokal anestezi altında uygulanmaktadır. Güvenli bir işlem olan vazektomi aynı zamanda kolay da bir işlemdir. Testisler erkek vücudu dışında skrotum adı verilen torbaların içinde yer almakta ve uygulama esnasında skrotum derisi üzerinde küçük bir kesi yapılmaktadır. Daha sonra cilt dışına alınır ve bağlanır. Kalan uçlar koter ile yakılarak tahrip edilir. Vazektomi ameliyatı yarım saat sürer, hasta hemen taburcu edilir.
Vazektomi nasıl yapılır? Vazektomi nasıl yapılır? Reviewed by sunwomens on 08:07:00 Rating: 5

Doğal yollarla çocuk olması için ne yapılmalı?

08:01:00
Doğal yollarla çocuk olması için ne yapılmalı? ile ilgili görsel sonucu

Çocuk sahibi olmak için önceden hazırlık yapılmasının büyük faydaları vardır. Planlı olan gebelik hem anne adayı hem de baba adayı için sorunların ortadan kalkmasına etki olacağı gibi, gebelik döneminde yaşanması muhtemel problemlere önlem alınmasını sağlar. Birçok çift doğal yollarla çocuk sahibi olmakta zorlanır. Doğal yollarla çocuk sahibi olmakta zorlanan çiftler için dikkat etmesi gerekenler uzmanlar tarafından açıklandı.
Doğal yollarla çocuk olması için ne yapılmalı? ile ilgili görsel sonucu
Doğal yollarla çocuk sahibi olmak için psikolojik olarak da kendinizi hazırlamalısınız. Sorumluluk ve fedakarlık ister çocuk sahibi olmak. Hayatınızın bazı alanlarında fedakarlık yapmanız ve sorumluluğunuzu da bilerek ona göre adım atmanız gerekir. Doğal yollarla sağlıklı bir çocuk sahibi olmak için ilk yapmanız gereken şey anne adayının jinekolojik bir taramadan geçmesidir.
İlgili resim
Anne adayının farkında olmadığı bir sorun başlarda birkaç ilaç ile tedavi edilebilecek durumdayken, ilerlediği zaman daha ciddi tedavi metotları gerekebilir. Doğal yollarla çocuk sahibi olmak isteyen baba adayları da anne adayları gibi mutlaka muayeneden geçmelidir. alkol ve sigara gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durmalıdır. Çiftler beslenmelerine de dikkat etmeli, stresten uzak durmalıdır.
Doğal yollarla çocuk olması için ne yapılmalı? Doğal yollarla çocuk olması için ne yapılmalı? Reviewed by sunwomens on 08:01:00 Rating: 5

TESE ameliyatı nasıl yapılır?

07:55:00
tese ameliyatı nasıl yapılır ile ilgili görsel sonucu

Mikro TESE ameliyatı nedir, TESE ameliyatı nasıl yapılıyor ve TESE ameliyatı nedir gibi sorularınızın yanıtına sagliksiteniz.com’da ulaşabileceğiniz gibi, aynı zamanda tese ameliyatı ne kadar sürer ve tese ameliyatı sonrası hakkında merak ettiklerinizi de öğreneceksiniz.


Tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi sorunu yaşayan erkeklerde meni vardır ancak menide hiç sperm bulunmamaktadır. Bu sebeple de bu hastaların baba sahibi olma imkanı yoktur. Sperm kanallarında tıkanıklık olması, sperm üretiminin olmaması ve hormonal bozukluklar menide sperm bulunmasını ciddi oranda etkilemektedir. Bu hastaların dokuda sperm arama işlemi yapılmak üzere mikroskop eşliğinde TESE yöntemi yani Mikro TESE operasyonu uygulanmaktadır. Peki, Mikro TESE nasıl yapılır?
tese ameliyatı nasıl yapılır ile ilgili görsel sonucu
Mikro TESE ameliyatı uygulaması esnasında testisin tek bir kesi ile tamamen açılması sağlanır. daha sonra doku mikroskopla 20 kat büyütülür. Bu işlem esnasında sperm yapımı olan bölgelerin tespit edilir ve söz konusu bölgelerden doku örnekleri alınır. TESE ameliyatı bu şekilde genel anestezi altında uygulanmaktadır.
TESE ameliyatı öncesi hastaların operasyon günü hiçbir şey yememeleri ve içmemeleri tavsiye edilir. Ameliyat uzun sürdüğü için lokal anestezi uygulandığı zaman hastalar uyanık kaldıkları için strese girebiliyor ve bu sebeple genel anestezi öneriliyor. Hasta genel anestezinin etkisinden çıktıktan birkaç sonra taburcu edilir.

TESE ameliyatı nasıl yapılır? TESE ameliyatı nasıl yapılır? Reviewed by sunwomens on 07:55:00 Rating: 5

DONMA / DONUK NEDİR ?

23:08:00


Soğuk maruziyetinde ilkyardım tedavisi
İlk yardım önlemleri daha fazla ısı kaybını önlemek ve vücudun yavaş yavaş ısınmasına yardımcı olmak içindir.
  • İlk yardım esnasında sakin olmak ve fazla aktiviteden uzak durmak gerekir. Korku ya da çok fazla aktivite terlemeye neden olur. Terleme ise kendinizi donmuş hissetmenize neden olabilir.
  • Soğuktan, rüzgardan veya soğuk sudan kurtulmak için barınak bulun.
  • Soğuk ve ıslak giysileri çıkarın.
  • Polipropilen gibi iyi yalıtım sağlayan kuru bir giysi, özellikle de yün giysi ya da sentetik kumaş giyin. Başınızı örtün.
  • Eğer kuru giysi bulmanız mümkün değilse cilt cilde temas yaparak ısı alışverişi yapabilirsiniz. Islak giysileri çıkardıktan sonra, etrafınızda varsa bir battaniye ya da uyku tulumu ile kişiyi sararak vücudun yeniden ısınmasını sağlayın.
  • Mümkünse ısıtılmış bir battaniyenin altında ısının.
  • Isınmak için etrafta dolaşın ama terleyecek kadar hareket etmeyin. Kan hareketi ve ısınma için ellerinizi yel değirmeni gibi döndürün. Aktivite vücut ısısını yükseltir ve kan akışını artırır. Terleme vücudu soğuttuğu için kaçınılmalıdır.
  • Kafein veya alkol içermeyen sıcak sıvılar tüketin. Helva gibi yüksek enerjili gıdalar yiyin. Zihin karışıklığına neden olacak ve etkisini yavaş gösterecek içecekler içmeyin.
  • Tüm vücudunuzu ılık suya sokmaktan kaçının. Eğer diğer ev tedavileri işe yaramazsa son çare olarak 38-41 derece arası bir sıcaklıktaki suyla banyo yapınız. El veya ayak gibi küçük vücut bölgelerini ılık suya koyarak ısıtabilirsiniz. Tamamen uyanık ve bilinci yerinde birini sıcak banyoya almayın.
  • Sigara içmeyin.
  • Donmaya maruz kalan kişi siz veya bir başkası olsun, ısınmak için yakılmış bir ateşin önünde oturursanız yanma tehlikesine karşı dikkatli olun. Çünkü donma durumunda kişinin normal hisleri kaybolduğu için ateşten ne kadar uzak durması gerektiğini bilmesi veya ne kadar ısınmanın yeterli olacağına karar vermesi güçleşir.
  • Vücudunuzun kulaklar, yüz, burun, parmak ya da ayak gibi küçük alanları gerçekten donmuş ise bu bölgeleri ısıtmak için ilk yardım tedbirlerini deneyin.
  • Donmuş ciltte hasar oluşması daha kolay olduğu için dikkatli olunuz.
  • Donmuş cilde masaj yapmayın ve ovuşturmayın.
  • Eğer tekrar donması mümkünse donmuş cildi cildi ısıtmayın. Bir korunma bölgesine ulaşana kadar bekleyin. Eğer cildiniz tekrar donarsa yaralanma daha kötü bir hal alacaktır.
  • Mecbur kalmadıkça donmuş ayakların üzerinde yürümeyin. Ancak eğer tekrar donma ihtimali varsa donmuş ayağın üzerinde yürümeniz daha iyi olacaktır.
  • Donmuş cilt bölgesine kar veya buz paketi koymayın.
  • Vücudun küçük alanlarını aşağıdaki gibi ısıtmaya çalışın;

    • Ellerinizi sıcak hava üfleyerek ısıtın.
    • Çıplak deriyi korumak için elleriniz veya ayaklarınızı bir elbisenin içine alın, donmuş parmaklarınızı koltukaltlarınıza yerleştirin.
    • Donmuş kulaklarınızı sıcak ellerinizle kapayın.
    • El, ayak ya da kulakları sıcaklığı 40 ile 42 derece arasındaki ılık suyun içinde 15 ile 30 dakika süreyle tutun. 42 dereceden daha sıcak su kullanmayın. Sıcak havlu ile genital bölge sıcak tutulabilir ama cildi yakmamaya dikkat edin.
    • Sıcak su şişesini etrafına sarılı bir bez veya düşük ayardaki ısıtma pedi ile kullanın. Cildinizi yakmamaya dikkat edin.
    • Ayrıca donmuş vücut bölgelerini daha fazla üşümek ve donmaktan koruyun. Donmuş el veya ayak parmaklarına tampon yapınız. Pamuk gibi kuru ve yumuşak şeylerle el ve ayak parmaklarını sarın.

DONMA / DONUK NEDİR ? DONMA / DONUK NEDİR ? Reviewed by sunwomens on 23:08:00 Rating: 5

ACİL ÖNLEMLER

23:03:00
acil-onlemler

Hepimiz hayatımızda zaman zaman yardıma ihtiyaç duyarız. Hayatın içinde kazalar geçirmişizdir veya geçirme ihtimalimiz her zaman vardır.
Yaralandığımız veya kendimizi aniden hasta hissettiğimiz zamanlarda bize yardımı dokunacak ve nasıl yardım etmesini bilecek birilerine ihtiyaç duyarız. İşte ilk yardım tüm bu gibi durumlarda insanlara yardım etmek ile ilgili bir kavramdır. Bu yazıda ilk yardımı öğrenmeniz ve ihtiyaç halinde kolay şekilde uygulamanız için dikkate alacağınız öneriler içermektedir
İlk yardımı öğrendiğinizde başvuracağınız basit adımlar bile büyük fark yaratmanıza ve hatta hayat kurtarmanıza yardımcı olacaktır.
Bazı Durumlarda İlk Yardım Uygulamaları
Bayılmalarda İlk Yardım
Birisinin bayıldığını anlamanın üç temel belirtisi vardır:
  • Çoğu zaman yere düşmeye neden olan bilinç kaybı
  • Yavaş nabız atışı
  • Soluk, soğuk cilt ve terleme
Yapmanız gereken şeyler
  • Eğer birisinin baygınlık geçiriyor olduğunu fark ederseniz uzanmasını söyleyin.
  • Beyne kan akışının artmasına yardımcı olmak için yanlarına çökerek dizlerini destekleyerek ayaklarını kaldırın. Yüzlerini izleyerek iyileşme belirtilerini görmeye çalışın.
  • Yeterince temiz hava aldıklarından emin olmaya çalışın. Eğer dışarıda iseniz başındaki kalabalığı dağıtın, içerdeyseniz pencerelerin açılmasını ağlayın.
  • Yaralıyı rahatlatın ve yavaş yavaş oturmasına yardımcı olun.
  • Eğer bilinci hızlı şekilde tekrar yerine gelmezse solunum yolunu açın, nefes alışverişlerini kontrol edin.
Kanamalarda İlk Yardım
İlk yardım dış kanamalar için uygundur. Eğer kanama şiddetli ise ya da iç kanama olduğunu düşünüyorsanız veya kişi şokta ise acil yardım çağırın.
Hem kendiniz sakin olmaya çalışın hem de kişiyi sakinleştirin. Kan görmek korkutucu gelebilir.
Eğer yara derinin sadece üst kısmını etkilemişse (yüzeysel ise) sabun ve ılık su ile temizleyin ve bir havlu ile kurulayın. Yüzeysel yaralarda veya sıyrıklarda kanama genellikle “sızma” olarak tarif edilir.
Kişiyi aşağı yatırın. Bu durum beyne kan akışını artırarak bayılma riskini azaltır. Mümkün olduğunda vücudun ilgili kısmını yükselterek kanamayı azaltınız.
Yarayı iyi görebilmek için kir ve birikintileri temizleyiniz.
Vücuda saplanmış olan bıçak, sopa, ya da ok gibi bir nesneyi kendiniz çıkarmaya çalışmayınız. Aksi takdirde daha fazla hasar ve kanamaya neden olabilirsiniz. Nesnenin etrafına pedler ve bandajlar yerleştirerek tıbbi yardım alana kadar sabitleyin.
Steril sargı bezi, temiz bir bez ya da giysi ile yaranın dış kısmına basınç uygulayın. Eğer bu saydıklarımız yoksa ellerinizle de bastırabilirsiniz. Doğrudan basınç uygulaması göz yaralanmaları dışında, dış kanamaların çoğunda iyidir.
Kanama durana kadar baskıyı devam ettiriniz. Durduktan sonra ise bir bez parçasını üzerine sarın ve varsa bandajlayın. Bezin üzerine ise soğuk kompres yapın. Kanama durmuş mu diye tekrar açıp bakmayın.  
Kanamanın devam ettiğini ve bezin yan taraflarından sızdığını görürseniz bile bandı kaldırmayın. Sadece diğer bezin üzerine bir bez daha yerleştirin. Tıbbi yardım alıncaya kadar bu şekilde devam ediniz.
Eğer kanama şiddetli ise tıbbi yardım almak ve şok durumunu önlemek için gerekli adımları atmalısınız. Vücudun ilgili bölgesini tamamıyla hareketsiz tutunuz. Kişiyi düz bir zemine yatırın, ayaklarını yaklaşık 30-40 cm yükseltin ve bir ceket ya da battaniye ile örtün. Yaralanmanın daha da kötüleşmesine neden olabileceği için baş, boyun, sırt veya bacak yaralanması olan kişileri başka yere taşımayınız. Mümkün olduğunca çabuk bir sürede tıbbi yardım alın.
Egzos Zehirlenmelerinde İlk Yardım
Kişinin temiz hava almasının sağlanması
  • – Kişiyi karbon monoksit alanından uzaklaştırın.
  • – Kişi bilinçsiz ise, hareket ettirmeden önce yaralanma olup olmadığına bakınız.
  • – Eğer güvenli bir şekilde yapabilirseniz karbon monoksit kaynağını kapatınız.
  • 112’i arayınız.
  • Gerekirse ilk yardım CPR prosedürüne geçiniz.
Eğer kişi normal nefes almıyorsa:
  • 112’yi aramadan önce bir dakika boyunca CPR gerçekleştirin. Aksi takdirde, başkasının acil servisi aramasını söyleyin ve siz CPR’ye başlayın.
  • Eğer kişi çocuk ise çocuklar için CPR prosedürünü uygulayın.
  • Kişi nefes almaya başlayıncaya ya da acil servis gelinceye kadar CPR işlemine devam edin.
  • Hastanedeki tedavi karbon monoksit maruziyetinin şiddetine bağlıdır.
  • Hafif vakaların tedavisine oksijen ile başlanır ve karbon monoksit düzeylerinin izlenmesi ile devam edilir.
  • Şiddetli karbon monoksit zehirlenmelerinde ise daha yüksek dozlarda oksijen tedavisi gerekebilir.
ACİL ÖNLEMLER ACİL ÖNLEMLER Reviewed by sunwomens on 23:03:00 Rating: 5

Erkekler için kısırlık kürü

08:15:00
Erkekler için kısırlık kürü Erkekler için kısırlık kürü Reviewed by sunwomens on 08:15:00 Rating: 5

Sebebi açıklanamayan kısırlık tedavisi

08:12:00


Bebek sahibi olmakta zorlanan çiftlere yapılan açıklamalardan birisi olan “çocuğunuzun olma nedeni açıklanamıyor” gibi durumlarda sebebi açıklanamayan kısırlığın tedavisi nasıl yapılır, nedeni bilinmeyen kısırlık tedavisi ve sebebi bilinmeyen infertilite tedavisi hakkında merak edilenler

Birçok çiftin neden çocuğu sahibi olamadığı kesin olarak bilinmez ve bu durumda tıpta sebebi açıklanamayan kısırlık (infertilite) adı verilmektedir. Çocuk sahibi olamama nedeninin bilinmemesi günümüzde birçok çiftin nefret ettiği açıklamalardan bir tanesidir. Peki, nedeni açıklanamayan kısırlığın tedavisinde nasıl bir yöntem uygulanır? Sebebi bilinmeyen kısırlık tedavisi nasıl yapılır uzmanlarımız sizler için açıkladı.
Sebebi bilinmeyen kısırlık tedavisinde akupunktur yöntemi uygulamasına başvurulur. Akupunktur ile nedeni açıklanamayan kısırlığın tedavisinde büyük başarılar elde edilir. Aslında birçok rahatsızlığın nedeni bilinir. Ancak bu nedenin ortaya çıkmasını sağlamak için uzunca bir zaman gerekebilir. Nedeni açıklanamayan kısırlıkta da durum böyledir. Uzunca bir zaman gerekir fakat çiftler beklemekten yana olmazlar. Ümitsizliğe kapılırlar ve karamsarlığa düşerler. Böyle durumda nedeni bilinmeyen kısırlığın sebebi açıklanana kadar akupunktur uygulamasına başvurulabilir.
Sebebi açıklanamayan infertilite de, insanın vücut kimyasına, psikolojisine, kendi kırılganlığına, tiroit başta olmak üzere çeşitli hormonal dengesine, stres oluşturan dengelere bakmak gerekir. “çocuğunuzun olma nedeni açıklanamıyor” denilen çiftler çaresizliğe düşerler. Onları bu çaresizlikten kurtarmak için akupunktur tedavisi yeni bir kapı aralamaktadır.
Sebebi açıklanamayan kısırlık tedavisi Sebebi açıklanamayan kısırlık tedavisi Reviewed by sunwomens on 08:12:00 Rating: 5

Bebek sahibi olmak isteyen çiftler hangi sıklıkta ilişkiye girmeli?

08:10:00


Çocuk sahibi olmak için plan yapanların merak ettiği soruların başında çocuk sahibi olmak için ne yapmalı, bebek sahibi olmak isteyen çiftler ne yapmalı ve bebek sahibi olmak için ne kadar arayla cinsel ilişkiye girilmelidir geliyor, sunwomens.blogspot.com’da sizler için uzmanlarımız açıkladı.
Gebe kalmakta sıkıntı yaşayan çiftlerin hamileliği kolaylaştırmak için cinsel ilişkiye girme zamanları büyük bir önem taşımaktadır. Düzenli olarak ilişkiye girenlerin zamanlamalarına dikkat çeken uzmanların tavsiyesi 3 günde bir cinsel ilişkiye girmektir.
Bebek sahibi olmak isteyen her çift en az 3 gün süre ile ilişkide bulunmalıdır. Çünkü erkek spermi 3 günde kaliteli bir düzeye ulaşmaktır. En az 3 gün veya daha fazla sürede cinsel ilişkide bulunmak, spermin etkisini arttırır. Ancak kadınların yumurtlama dönemi de baz alınmalıdır.
Erkeğin spermi güçlenmesi yanı sıra, kadınların yumurtlama döneminde ilişkiye girmek de çocuk sahibi olmayı aktif kılar. Sağlıklı kadınların adet kanamasının ilk gününden itibaren 14 gün boyunca yumurtlama dönemleridir. Kadınların yumurtlama öncesi 3 gün ve sonraki 3 gün gebelik ihtimali yüksektir.
Bebek sahibi olmak isteyen çiftler hangi sıklıkta ilişkiye girmeli? Bebek sahibi olmak isteyen çiftler hangi sıklıkta ilişkiye girmeli? Reviewed by sunwomens on 08:10:00 Rating: 5
ads 728x90 B
Blogger tarafından desteklenmektedir.