Sperm kalitesini artıran besinler

08:30:00
sperm kalitesini artıran besinler ile ilgili görsel sonucu
Erkeklerin vücutlarında bulunan sperm üretimi son derece önemlidir. Sperm kalitesizliği ile karşı karşıya kalan pek çok erkek var ve giderek de bu sayıda artış gözlenmektedir. Spermlerin yetersizliği ve kalitesinde bozukluk olması gebeliğin önündeki en büyük engellerden biridir. Spermlerin kalitesini yükseltmek için doğal yiyeceklerden faydalanmalı ve sperm kalitesi ile birlikte sperm hareketliliğini de arttırmalıdır.
İlgili resim
Sperm kalitesini arttıran besinler hakkında açıklamalarda bulunan uzmanlar, çocuk sahibi olmakta zorlanan ve sorunun spermlerden kaynaklandığı durumlarda erkeklere tavsiye ettiği yiyecek maddelerinin başında “Lycopene” (likopen) geliyor. Likopen anormal sperm hücrelerini azaltıyor. Likopenden zengin gıdalar tüketerek sperm kalitesini arttırabilirsiniz.
İlgili resim
Sperm kalitesini yükselten gıdalar şunlardır: Maydanoz, Nane, tarçın, Fesleğen, Kekik, Vanilya, Hardal, Roka, Şalgam, Zencefil, Ayçiçeği, Kuşkonmaz, Kereviz, Enginar, Bezelye, Yumurta, Hindi, Antep fıstığı, Susam, Badem,Ceviz ve fındık,Salatalık,Sivri biber,Bal,Pekmez,Muz,Çilek,Avakado,İncir ve Hurma
Sperm kalitesini artıran besinler Sperm kalitesini artıran besinler Reviewed by sunwomens on 08:30:00 Rating: 5

Doğal doğum kontrol yöntemi

08:19:00


Doğal doğum kontrol yönteminde kadının adet döngüsünü bilmesi ve buna göre güvenli zamanlarda ilişkiye girmesi gerekir. Vajinal duş ve geri çekme yöntemi doğal doğum kontrol yöntemi gibi görülür, lakin bu yöntemlerin tehlikesi vardır ve güvenilir değildir.
İlgili resim
Döllenme aşamasının hesaplanması ve gebe kalma riskinin bulunması dönemlerinde ilişkiden kaçınmak en etkili doğal doğum kontrol yöntemidir. Bu yönteme takvim yöntemi adı verilmektedir. Bir kadının doğurgan olduğu günler adetinin ilk gününden itibaren 14 gündür.
İlgili resim
Normal bir adet döngüsü olan kadının bu günlerde hamile kalma ihtimali çok yüksektir. Eğer bu günlerde ilişkiye girilecek ise prezervatif kullanılmalıdır. Adetin başladığı günden 14. günün sonunda korunmasız ilişkiye girilebilir.
Doğal doğum kontrol yöntemi Doğal doğum kontrol yöntemi Reviewed by sunwomens on 08:19:00 Rating: 5

Hamilelikten korunma yöntemleri spiral

08:14:00
hamilelikten korunma yöntemleri spiral ile ilgili görsel sonucu

İstenilen zamanlarda istenilen sayıda çocuk sahibi olmak her çiftin hakkı olduğu için günümüzde bu arzuyu zamanında yerine getirebilmek için çeşitli doğum kontrol yöntemleri bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi de kadınların rahmine takılan spiral isimli bir araçtır. Spiral, 2-3 cm boyutunda, T şeklinde bir rahim içi aracı olarak tanımlanır.
hamilelikten korunma yöntemleri spiral ile ilgili görsel sonucu
Tüm doğum kontrol yöntemleri arasında koruma etkeni en yüksek olan spiraldir. Spermlerin yumurta içine gitmesini engelleyerek döllenmenin gerçekleşmesini önler. Döllenme söz konusu olsa bile rahim içi özelliklerini bozarak döllenen yumurtanın yerleşmesini engeller. Doğum kontrol yöntemleri spiral uygulaması kadın hastalıkları ve doğum uzmanları tarafından takılmalıdır.
hamilelikten korunma yöntemleri spiral ile ilgili görsel sonucu
Kadınların adet döneminde takılan spiral,3-10 yıl kadar kullanılabilir. Hormonlu spirallerin ömrü 3 yıl, bakırlı spirallerin ömrü ise 10 yıldır. Spiral çıkartıldıktan sonra diğer doğum kontrol yöntemlerine göre gebelik daha kısa sürede elde edilir. Devlet kuruluşunda ücretsiz olarak takılmakta, sağlık kuruluşlarında küçük bedeller istenmektedir.
Hamilelikten korunma yöntemleri spiral Hamilelikten korunma yöntemleri spiral Reviewed by sunwomens on 08:14:00 Rating: 5

Doğum kontrol yöntemleri bant

08:11:00

İstenmeyen ve henüz erken olduğu düşünülen gebeliklerin önüne geçmek için kadınların kullandığı doğum kontrol yöntemlerinden bir tanesi de bant uygulamadır. Doğum kontrol bandı olarak da bilinen bu yöntemin avantajları ve dezavantajları hakkında sizleri bilgilendirdik. Doğum kontrol bandı nasıl kullanılır, faydaları ve zararları nelerdir işte merak edilen soruların yanıtları:
Doğum kontrol yöntemleri bant ile ilgili görsel sonucu
Doğum kontrol bandı vücuda sızan hormonlar ihtiva etmektedir. Üç hafta tekrarlamak üzere, haftada bir defa, aynı gün alçaya, karına, vücuda veya üst kola yapıştırdığınız bu bantlar hamileliğe karşı önlem alır. Kesinlikle memelere yapıştırılmaması tavsiye edilen bu bantların fark etmeden düşmesi durumunda iki gün boyunca gebelikten korumaya devam eder. oktor veya doğum kontrol kliniği tarafından reçete edilir, eczaneden alınabilir.
Gebeliğe karşı yaklaşık olarak % 99 oranında koruma sağlayan doğum kontrol yöntemleri bantları, haftada yalnızca bir kez değiştirilir. Doğum kontrol bantları kilolu olanlara tavsiye edilmez. Kilo fazlalığı bulunan kişilerin gebeliğe karşı bantlar ile tam olarak korunması sağlanmaz. Doğum kontrol haplarına göre, doğum kontrol bantları fiyatları daha yüksektir. Doğum kontrol bandı yan etkileri ise bulantı, göğüs darlığı, baş ağrısı, kan lekeleri ve moralde iniş ve çıkışlar. Cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı korumaz.
Doğum kontrol yöntemleri bant Doğum kontrol yöntemleri bant Reviewed by sunwomens on 08:11:00 Rating: 5

Vazektomi nasıl yapılır?

08:07:00
İlgili resim

Erkeklere uygulanan bir işlem olan vazektomi, erkeği kısırlaştırma işlemidir. Vazektomi ameliyatı ile erkekte sperm hücrelerinin testislerden depolandıkları bölgelere geçişi kalıcı olarak bozulmuş olur. Vazektomi ameliyatı olanlardan boşalma sonrası gelen sıvının dış görünümünde hiçbir değişiklik söz konusu olmaz. Ancak sıvıda sperm hücresi bulunmaz ve bu sebeple de gebelik riski bulunmaz.
vazektomi nasıl yapılır izle ile ilgili görsel sonucu
Vazektomi uygulamasında sperm kanalları geri dönüşü mümkün olmaan bir hasara uğrar. Bu sebeple de işlem geri alınmaz. Vazektomi yaptıran erkek ömrünün sonuna kadar kısır olarak hayatına devam eder. Orgazm sırasında boşalan sıvı testisler tarafından değil, prostat bezi tarafından üretilir.
İlgili resim
Vazektomi işlemi uygulaması lokal anestezi altında uygulanmaktadır. Güvenli bir işlem olan vazektomi aynı zamanda kolay da bir işlemdir. Testisler erkek vücudu dışında skrotum adı verilen torbaların içinde yer almakta ve uygulama esnasında skrotum derisi üzerinde küçük bir kesi yapılmaktadır. Daha sonra cilt dışına alınır ve bağlanır. Kalan uçlar koter ile yakılarak tahrip edilir. Vazektomi ameliyatı yarım saat sürer, hasta hemen taburcu edilir.
Vazektomi nasıl yapılır? Vazektomi nasıl yapılır? Reviewed by sunwomens on 08:07:00 Rating: 5

Doğal yollarla çocuk olması için ne yapılmalı?

08:01:00
Doğal yollarla çocuk olması için ne yapılmalı? ile ilgili görsel sonucu

Çocuk sahibi olmak için önceden hazırlık yapılmasının büyük faydaları vardır. Planlı olan gebelik hem anne adayı hem de baba adayı için sorunların ortadan kalkmasına etki olacağı gibi, gebelik döneminde yaşanması muhtemel problemlere önlem alınmasını sağlar. Birçok çift doğal yollarla çocuk sahibi olmakta zorlanır. Doğal yollarla çocuk sahibi olmakta zorlanan çiftler için dikkat etmesi gerekenler uzmanlar tarafından açıklandı.
Doğal yollarla çocuk olması için ne yapılmalı? ile ilgili görsel sonucu
Doğal yollarla çocuk sahibi olmak için psikolojik olarak da kendinizi hazırlamalısınız. Sorumluluk ve fedakarlık ister çocuk sahibi olmak. Hayatınızın bazı alanlarında fedakarlık yapmanız ve sorumluluğunuzu da bilerek ona göre adım atmanız gerekir. Doğal yollarla sağlıklı bir çocuk sahibi olmak için ilk yapmanız gereken şey anne adayının jinekolojik bir taramadan geçmesidir.
İlgili resim
Anne adayının farkında olmadığı bir sorun başlarda birkaç ilaç ile tedavi edilebilecek durumdayken, ilerlediği zaman daha ciddi tedavi metotları gerekebilir. Doğal yollarla çocuk sahibi olmak isteyen baba adayları da anne adayları gibi mutlaka muayeneden geçmelidir. alkol ve sigara gibi zararlı alışkanlıklardan uzak durmalıdır. Çiftler beslenmelerine de dikkat etmeli, stresten uzak durmalıdır.
Doğal yollarla çocuk olması için ne yapılmalı? Doğal yollarla çocuk olması için ne yapılmalı? Reviewed by sunwomens on 08:01:00 Rating: 5

TESE ameliyatı nasıl yapılır?

07:55:00
tese ameliyatı nasıl yapılır ile ilgili görsel sonucu

Mikro TESE ameliyatı nedir, TESE ameliyatı nasıl yapılıyor ve TESE ameliyatı nedir gibi sorularınızın yanıtına sagliksiteniz.com’da ulaşabileceğiniz gibi, aynı zamanda tese ameliyatı ne kadar sürer ve tese ameliyatı sonrası hakkında merak ettiklerinizi de öğreneceksiniz.


Tıkanıklığa bağlı olmayan azospermi sorunu yaşayan erkeklerde meni vardır ancak menide hiç sperm bulunmamaktadır. Bu sebeple de bu hastaların baba sahibi olma imkanı yoktur. Sperm kanallarında tıkanıklık olması, sperm üretiminin olmaması ve hormonal bozukluklar menide sperm bulunmasını ciddi oranda etkilemektedir. Bu hastaların dokuda sperm arama işlemi yapılmak üzere mikroskop eşliğinde TESE yöntemi yani Mikro TESE operasyonu uygulanmaktadır. Peki, Mikro TESE nasıl yapılır?
tese ameliyatı nasıl yapılır ile ilgili görsel sonucu
Mikro TESE ameliyatı uygulaması esnasında testisin tek bir kesi ile tamamen açılması sağlanır. daha sonra doku mikroskopla 20 kat büyütülür. Bu işlem esnasında sperm yapımı olan bölgelerin tespit edilir ve söz konusu bölgelerden doku örnekleri alınır. TESE ameliyatı bu şekilde genel anestezi altında uygulanmaktadır.
TESE ameliyatı öncesi hastaların operasyon günü hiçbir şey yememeleri ve içmemeleri tavsiye edilir. Ameliyat uzun sürdüğü için lokal anestezi uygulandığı zaman hastalar uyanık kaldıkları için strese girebiliyor ve bu sebeple genel anestezi öneriliyor. Hasta genel anestezinin etkisinden çıktıktan birkaç sonra taburcu edilir.

TESE ameliyatı nasıl yapılır? TESE ameliyatı nasıl yapılır? Reviewed by sunwomens on 07:55:00 Rating: 5

DONMA / DONUK NEDİR ?

23:08:00


Soğuk maruziyetinde ilkyardım tedavisi
İlk yardım önlemleri daha fazla ısı kaybını önlemek ve vücudun yavaş yavaş ısınmasına yardımcı olmak içindir.
  • İlk yardım esnasında sakin olmak ve fazla aktiviteden uzak durmak gerekir. Korku ya da çok fazla aktivite terlemeye neden olur. Terleme ise kendinizi donmuş hissetmenize neden olabilir.
  • Soğuktan, rüzgardan veya soğuk sudan kurtulmak için barınak bulun.
  • Soğuk ve ıslak giysileri çıkarın.
  • Polipropilen gibi iyi yalıtım sağlayan kuru bir giysi, özellikle de yün giysi ya da sentetik kumaş giyin. Başınızı örtün.
  • Eğer kuru giysi bulmanız mümkün değilse cilt cilde temas yaparak ısı alışverişi yapabilirsiniz. Islak giysileri çıkardıktan sonra, etrafınızda varsa bir battaniye ya da uyku tulumu ile kişiyi sararak vücudun yeniden ısınmasını sağlayın.
  • Mümkünse ısıtılmış bir battaniyenin altında ısının.
  • Isınmak için etrafta dolaşın ama terleyecek kadar hareket etmeyin. Kan hareketi ve ısınma için ellerinizi yel değirmeni gibi döndürün. Aktivite vücut ısısını yükseltir ve kan akışını artırır. Terleme vücudu soğuttuğu için kaçınılmalıdır.
  • Kafein veya alkol içermeyen sıcak sıvılar tüketin. Helva gibi yüksek enerjili gıdalar yiyin. Zihin karışıklığına neden olacak ve etkisini yavaş gösterecek içecekler içmeyin.
  • Tüm vücudunuzu ılık suya sokmaktan kaçının. Eğer diğer ev tedavileri işe yaramazsa son çare olarak 38-41 derece arası bir sıcaklıktaki suyla banyo yapınız. El veya ayak gibi küçük vücut bölgelerini ılık suya koyarak ısıtabilirsiniz. Tamamen uyanık ve bilinci yerinde birini sıcak banyoya almayın.
  • Sigara içmeyin.
  • Donmaya maruz kalan kişi siz veya bir başkası olsun, ısınmak için yakılmış bir ateşin önünde oturursanız yanma tehlikesine karşı dikkatli olun. Çünkü donma durumunda kişinin normal hisleri kaybolduğu için ateşten ne kadar uzak durması gerektiğini bilmesi veya ne kadar ısınmanın yeterli olacağına karar vermesi güçleşir.
  • Vücudunuzun kulaklar, yüz, burun, parmak ya da ayak gibi küçük alanları gerçekten donmuş ise bu bölgeleri ısıtmak için ilk yardım tedbirlerini deneyin.
  • Donmuş ciltte hasar oluşması daha kolay olduğu için dikkatli olunuz.
  • Donmuş cilde masaj yapmayın ve ovuşturmayın.
  • Eğer tekrar donması mümkünse donmuş cildi cildi ısıtmayın. Bir korunma bölgesine ulaşana kadar bekleyin. Eğer cildiniz tekrar donarsa yaralanma daha kötü bir hal alacaktır.
  • Mecbur kalmadıkça donmuş ayakların üzerinde yürümeyin. Ancak eğer tekrar donma ihtimali varsa donmuş ayağın üzerinde yürümeniz daha iyi olacaktır.
  • Donmuş cilt bölgesine kar veya buz paketi koymayın.
  • Vücudun küçük alanlarını aşağıdaki gibi ısıtmaya çalışın;

    • Ellerinizi sıcak hava üfleyerek ısıtın.
    • Çıplak deriyi korumak için elleriniz veya ayaklarınızı bir elbisenin içine alın, donmuş parmaklarınızı koltukaltlarınıza yerleştirin.
    • Donmuş kulaklarınızı sıcak ellerinizle kapayın.
    • El, ayak ya da kulakları sıcaklığı 40 ile 42 derece arasındaki ılık suyun içinde 15 ile 30 dakika süreyle tutun. 42 dereceden daha sıcak su kullanmayın. Sıcak havlu ile genital bölge sıcak tutulabilir ama cildi yakmamaya dikkat edin.
    • Sıcak su şişesini etrafına sarılı bir bez veya düşük ayardaki ısıtma pedi ile kullanın. Cildinizi yakmamaya dikkat edin.
    • Ayrıca donmuş vücut bölgelerini daha fazla üşümek ve donmaktan koruyun. Donmuş el veya ayak parmaklarına tampon yapınız. Pamuk gibi kuru ve yumuşak şeylerle el ve ayak parmaklarını sarın.

DONMA / DONUK NEDİR ? DONMA / DONUK NEDİR ? Reviewed by sunwomens on 23:08:00 Rating: 5

ACİL ÖNLEMLER

23:03:00
acil-onlemler

Hepimiz hayatımızda zaman zaman yardıma ihtiyaç duyarız. Hayatın içinde kazalar geçirmişizdir veya geçirme ihtimalimiz her zaman vardır.
Yaralandığımız veya kendimizi aniden hasta hissettiğimiz zamanlarda bize yardımı dokunacak ve nasıl yardım etmesini bilecek birilerine ihtiyaç duyarız. İşte ilk yardım tüm bu gibi durumlarda insanlara yardım etmek ile ilgili bir kavramdır. Bu yazıda ilk yardımı öğrenmeniz ve ihtiyaç halinde kolay şekilde uygulamanız için dikkate alacağınız öneriler içermektedir
İlk yardımı öğrendiğinizde başvuracağınız basit adımlar bile büyük fark yaratmanıza ve hatta hayat kurtarmanıza yardımcı olacaktır.
Bazı Durumlarda İlk Yardım Uygulamaları
Bayılmalarda İlk Yardım
Birisinin bayıldığını anlamanın üç temel belirtisi vardır:
  • Çoğu zaman yere düşmeye neden olan bilinç kaybı
  • Yavaş nabız atışı
  • Soluk, soğuk cilt ve terleme
Yapmanız gereken şeyler
  • Eğer birisinin baygınlık geçiriyor olduğunu fark ederseniz uzanmasını söyleyin.
  • Beyne kan akışının artmasına yardımcı olmak için yanlarına çökerek dizlerini destekleyerek ayaklarını kaldırın. Yüzlerini izleyerek iyileşme belirtilerini görmeye çalışın.
  • Yeterince temiz hava aldıklarından emin olmaya çalışın. Eğer dışarıda iseniz başındaki kalabalığı dağıtın, içerdeyseniz pencerelerin açılmasını ağlayın.
  • Yaralıyı rahatlatın ve yavaş yavaş oturmasına yardımcı olun.
  • Eğer bilinci hızlı şekilde tekrar yerine gelmezse solunum yolunu açın, nefes alışverişlerini kontrol edin.
Kanamalarda İlk Yardım
İlk yardım dış kanamalar için uygundur. Eğer kanama şiddetli ise ya da iç kanama olduğunu düşünüyorsanız veya kişi şokta ise acil yardım çağırın.
Hem kendiniz sakin olmaya çalışın hem de kişiyi sakinleştirin. Kan görmek korkutucu gelebilir.
Eğer yara derinin sadece üst kısmını etkilemişse (yüzeysel ise) sabun ve ılık su ile temizleyin ve bir havlu ile kurulayın. Yüzeysel yaralarda veya sıyrıklarda kanama genellikle “sızma” olarak tarif edilir.
Kişiyi aşağı yatırın. Bu durum beyne kan akışını artırarak bayılma riskini azaltır. Mümkün olduğunda vücudun ilgili kısmını yükselterek kanamayı azaltınız.
Yarayı iyi görebilmek için kir ve birikintileri temizleyiniz.
Vücuda saplanmış olan bıçak, sopa, ya da ok gibi bir nesneyi kendiniz çıkarmaya çalışmayınız. Aksi takdirde daha fazla hasar ve kanamaya neden olabilirsiniz. Nesnenin etrafına pedler ve bandajlar yerleştirerek tıbbi yardım alana kadar sabitleyin.
Steril sargı bezi, temiz bir bez ya da giysi ile yaranın dış kısmına basınç uygulayın. Eğer bu saydıklarımız yoksa ellerinizle de bastırabilirsiniz. Doğrudan basınç uygulaması göz yaralanmaları dışında, dış kanamaların çoğunda iyidir.
Kanama durana kadar baskıyı devam ettiriniz. Durduktan sonra ise bir bez parçasını üzerine sarın ve varsa bandajlayın. Bezin üzerine ise soğuk kompres yapın. Kanama durmuş mu diye tekrar açıp bakmayın.  
Kanamanın devam ettiğini ve bezin yan taraflarından sızdığını görürseniz bile bandı kaldırmayın. Sadece diğer bezin üzerine bir bez daha yerleştirin. Tıbbi yardım alıncaya kadar bu şekilde devam ediniz.
Eğer kanama şiddetli ise tıbbi yardım almak ve şok durumunu önlemek için gerekli adımları atmalısınız. Vücudun ilgili bölgesini tamamıyla hareketsiz tutunuz. Kişiyi düz bir zemine yatırın, ayaklarını yaklaşık 30-40 cm yükseltin ve bir ceket ya da battaniye ile örtün. Yaralanmanın daha da kötüleşmesine neden olabileceği için baş, boyun, sırt veya bacak yaralanması olan kişileri başka yere taşımayınız. Mümkün olduğunca çabuk bir sürede tıbbi yardım alın.
Egzos Zehirlenmelerinde İlk Yardım
Kişinin temiz hava almasının sağlanması
  • – Kişiyi karbon monoksit alanından uzaklaştırın.
  • – Kişi bilinçsiz ise, hareket ettirmeden önce yaralanma olup olmadığına bakınız.
  • – Eğer güvenli bir şekilde yapabilirseniz karbon monoksit kaynağını kapatınız.
  • 112’i arayınız.
  • Gerekirse ilk yardım CPR prosedürüne geçiniz.
Eğer kişi normal nefes almıyorsa:
  • 112’yi aramadan önce bir dakika boyunca CPR gerçekleştirin. Aksi takdirde, başkasının acil servisi aramasını söyleyin ve siz CPR’ye başlayın.
  • Eğer kişi çocuk ise çocuklar için CPR prosedürünü uygulayın.
  • Kişi nefes almaya başlayıncaya ya da acil servis gelinceye kadar CPR işlemine devam edin.
  • Hastanedeki tedavi karbon monoksit maruziyetinin şiddetine bağlıdır.
  • Hafif vakaların tedavisine oksijen ile başlanır ve karbon monoksit düzeylerinin izlenmesi ile devam edilir.
  • Şiddetli karbon monoksit zehirlenmelerinde ise daha yüksek dozlarda oksijen tedavisi gerekebilir.
ACİL ÖNLEMLER ACİL ÖNLEMLER Reviewed by sunwomens on 23:03:00 Rating: 5

Erkekler için kısırlık kürü

08:15:00
Erkekler için kısırlık kürü Erkekler için kısırlık kürü Reviewed by sunwomens on 08:15:00 Rating: 5

Sebebi açıklanamayan kısırlık tedavisi

08:12:00


Bebek sahibi olmakta zorlanan çiftlere yapılan açıklamalardan birisi olan “çocuğunuzun olma nedeni açıklanamıyor” gibi durumlarda sebebi açıklanamayan kısırlığın tedavisi nasıl yapılır, nedeni bilinmeyen kısırlık tedavisi ve sebebi bilinmeyen infertilite tedavisi hakkında merak edilenler

Birçok çiftin neden çocuğu sahibi olamadığı kesin olarak bilinmez ve bu durumda tıpta sebebi açıklanamayan kısırlık (infertilite) adı verilmektedir. Çocuk sahibi olamama nedeninin bilinmemesi günümüzde birçok çiftin nefret ettiği açıklamalardan bir tanesidir. Peki, nedeni açıklanamayan kısırlığın tedavisinde nasıl bir yöntem uygulanır? Sebebi bilinmeyen kısırlık tedavisi nasıl yapılır uzmanlarımız sizler için açıkladı.
Sebebi bilinmeyen kısırlık tedavisinde akupunktur yöntemi uygulamasına başvurulur. Akupunktur ile nedeni açıklanamayan kısırlığın tedavisinde büyük başarılar elde edilir. Aslında birçok rahatsızlığın nedeni bilinir. Ancak bu nedenin ortaya çıkmasını sağlamak için uzunca bir zaman gerekebilir. Nedeni açıklanamayan kısırlıkta da durum böyledir. Uzunca bir zaman gerekir fakat çiftler beklemekten yana olmazlar. Ümitsizliğe kapılırlar ve karamsarlığa düşerler. Böyle durumda nedeni bilinmeyen kısırlığın sebebi açıklanana kadar akupunktur uygulamasına başvurulabilir.
Sebebi açıklanamayan infertilite de, insanın vücut kimyasına, psikolojisine, kendi kırılganlığına, tiroit başta olmak üzere çeşitli hormonal dengesine, stres oluşturan dengelere bakmak gerekir. “çocuğunuzun olma nedeni açıklanamıyor” denilen çiftler çaresizliğe düşerler. Onları bu çaresizlikten kurtarmak için akupunktur tedavisi yeni bir kapı aralamaktadır.
Sebebi açıklanamayan kısırlık tedavisi Sebebi açıklanamayan kısırlık tedavisi Reviewed by sunwomens on 08:12:00 Rating: 5

Bebek sahibi olmak isteyen çiftler hangi sıklıkta ilişkiye girmeli?

08:10:00


Çocuk sahibi olmak için plan yapanların merak ettiği soruların başında çocuk sahibi olmak için ne yapmalı, bebek sahibi olmak isteyen çiftler ne yapmalı ve bebek sahibi olmak için ne kadar arayla cinsel ilişkiye girilmelidir geliyor, sunwomens.blogspot.com’da sizler için uzmanlarımız açıkladı.
Gebe kalmakta sıkıntı yaşayan çiftlerin hamileliği kolaylaştırmak için cinsel ilişkiye girme zamanları büyük bir önem taşımaktadır. Düzenli olarak ilişkiye girenlerin zamanlamalarına dikkat çeken uzmanların tavsiyesi 3 günde bir cinsel ilişkiye girmektir.
Bebek sahibi olmak isteyen her çift en az 3 gün süre ile ilişkide bulunmalıdır. Çünkü erkek spermi 3 günde kaliteli bir düzeye ulaşmaktır. En az 3 gün veya daha fazla sürede cinsel ilişkide bulunmak, spermin etkisini arttırır. Ancak kadınların yumurtlama dönemi de baz alınmalıdır.
Erkeğin spermi güçlenmesi yanı sıra, kadınların yumurtlama döneminde ilişkiye girmek de çocuk sahibi olmayı aktif kılar. Sağlıklı kadınların adet kanamasının ilk gününden itibaren 14 gün boyunca yumurtlama dönemleridir. Kadınların yumurtlama öncesi 3 gün ve sonraki 3 gün gebelik ihtimali yüksektir.
Bebek sahibi olmak isteyen çiftler hangi sıklıkta ilişkiye girmeli? Bebek sahibi olmak isteyen çiftler hangi sıklıkta ilişkiye girmeli? Reviewed by sunwomens on 08:10:00 Rating: 5

Hamile kadınlar nasıl beslenmeli?

08:38:00
Hamile kadınlar nasıl beslenmeli? ile ilgili görsel sonucu

Anne adaylarının hamilelik süreci bebeğin gelişimi ve sağlığı için oldukça önemli. Hem hamilelik süresince hem de hamilelik sonrası bebeğin ve kendisinin sağlıklı olabilmesi için anne adaylarının beslenmelerine çok dikkat etmeleri gerekiyor.
Bebeğin beyin içi gelişimiyle ilgili bazı hastalık ve sakatlıkları önlediğinden, hamilelere rutin olarak folik asit vitamini kullanmaları öneriliyor.
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi (ZKÜ) Kadın ve Doğum Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Başaran, yaptığı açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü’nün, hamilelere folik asit (B grubundan bir vitamin) ve demir vitamini gibi iki önemli ek elementi mutlaka kullanmalarını tavsiye ettiğini söyledi.
İlgili resim
Günümüzde folik asit vitamininin sadece gebelik süresince değil, gebelikten önceki 3 aylık dönemde de alınmasının önerildiğini anlatan Başaran, şunları kaydetti:
“Bebeğin beyin içi gelişimiyle ilgili bazı hastalık ve sakatlıkları önlediğinden, hamilelere rutin olarak folik asit vitamini kullanmalarını öneriyoruz. Çünkü gebelik beraberinde bebeğin gelişimiyle bazı vitamin ve minerallerin daha çok alınmasını gerektiren durum. Geçen mayıs ayında ABD’de öneriler güncellendi. Günümüzde artık gebe kalma potansiyeli olan yaş grubu tüm kadınların folik asit vitamini almaları isteniyor. Folik asit son derece önemli vitamindir.”
İlgili resim
Hamilelikte kilonun önemi
Gebelik haftası ilerledikçe bebeğin büyümesiyle birlikte annenin metabolik yükü ve besin ihtiyacının arttığına dikkati çeken Başaran, şöyle konuştu:
“Gebelikte kilo çok önemli. Belli oranda alınması önerilmesine rağmen aşırı kilo almak ya da almamak gebelikte hastalıkların göstergesi olabiliyor. Gebelik öncesi kilosu düşük olanların 9 ay süresince 12-18 kilogram alması normal kabul edilirken, normalin üzerinde daha kilolu hastalarda bu öneriler 11-15 kilogram sınırına düşüyor. Obezite gibi şişmanlık problemi görülen gebelerde ise 5-10 kilogramın aşılmaması gereklidir.”
İlgili resim
Gebelikte beslenme önerileri
Gebelikte açlığa dayanıksızlığın söz konusu olduğundan ara öğünlerde mutlaka meyve tüketilmesinin istendiğine işaret eden Yrd. Doç. Dr. Başaran, şunları kaydetti:
“Hamileler günde 3 litre su almak zorundadırlar. Ayrıca süt, ayran, komposto, limonata ve meyve suları tüketilmelidir. Ancak, çay ve kahve önermiyoruz. Protein ihtiyacı gebenin kilosuna göre günlük 70-80 grama karşılık geliyor. Kalsiyum açısından 1 su bardağı süt alınmasını öneriyoruz.
Bir yumurta, kibrit kutusu kadar beyaz peynir ve ekmek önemli, kahvaltıda meyve suyu veya ıhlamur da içilebilir. Ara öğünlerde genellikle porsiyon olarak meyve, yatmadan önce süt veya yoğurt öneriyoruz. Akşam yemeklerinin hafifliliği hamilelerin daha rahat olmasını sağlayacaktır.”
Hamile kadınlar nasıl beslenmeli? Hamile kadınlar nasıl beslenmeli? Reviewed by sunwomens on 08:38:00 Rating: 5

Yüksek meme kanseri riski taşımak nedir?

08:35:00
Yüksek meme kanseri riski taşımak nedir? ile ilgili görsel sonucu


Kadınların kâbusu olan ve hayatlarını karartan meme kanserinin görülme sıklığı her geçen gün artıyor. Bazı kadınların diğer kadınlara göre daha fazla risk taşıdığını belirten uzmanlar, kimlerin daha fazla risk altında olduğunu anlattı.
Memorial Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Doç.Dr. Gürsel Soybir, yüksek meme kanseri riski doğurabilecek durumları şu şekilde sıraladı:
– Daha önce memede kansere öncü sayılabilecek bir lezyonun bulunmuş olması.
– Genetik olarak meme kanseri gelişimine yatkın genlerin taşınması.
– Ailesinde veya akrabalarında meme kanseri gelişmiş olması.
– Uzun süreli doğum kontrol haplarının kullanılması.
– Menopoz sonrası dönemde uzun süreli ve yüksek dozlarda östrojen replasman tedavisi yapılması.
– Çocukluk veya gençlik çağında başka bir nedenle göğüs bölgesinin ışınlanmış olması.
– Adet başlama yaşının erken, adetten kesilme yaşının geç olması.
– Hiç doğum yapılmaması veya ilk doğumunu 30 yaşından sonra yapılması.
– İlerlemiş yaş. Meme kanseri en sık 50-65 yaşları arasında görülüyor.
– Aşırı yağlı gıdalarla beslenme.
– Mamografi taramalarında yoğun meme saptanması.
– Yumurtalık ya da rahim kanseri hikayesi olması.
– Elektromanyetik alanlara ve radyasyona sürekli maruz kalınması.
Yüksek meme kanseri riski taşımak nedir? ile ilgili görsel sonucu
Meme kanserinin belirtileri nelerdir?
1. Memede şişlik olması. Genellikle ağrısız, sertçe, hareket ettirilebilen veya yerinden oynamayan, zamanla büyüyebilen kitle varlığı.
2. Memenin genel olarak boyutunda veya şeklinde oluşan değişik olması.
3. Meme cildinde kızarıklık, morluk, yara, damar genişlemesi, içeri doğru çöküntü, yaygın küçük şişlikler, portakal kabuğu görünüşü gibi noktasal çekintiler şeklinde değişikliklerin meydana gelmesi.
4. Meme başı ve çevresinde renk ve şekil değişikliği, meme başında genişleme, düzleşme, içe çökme, yön değiştirme, kabuklanma, çatlaklar oluşması, yaralar çıkması.
5. Meme başından gelen kanlı veya kansız akıntı.
6. Koltuk altında görülebilen veya elle fark edilen ağrılı ya da ağrısız şişliklerin varlığı.
Doç. Dr. Gürsel Soybir, meme kanseri riskinizi test etmeniz için küçük bir test hazırladı.
Yüksek meme kanseri riski taşımak nedir? ile ilgili görsel sonucu
Meme kanser riskiniz nedir?
1. İlk âdetinizi görme yaşınız kaçtır?
A) 11 yaşından sonra
B) 11 yaşından önce
2. Menopoza girme yaşınız kaçtır?
A) 55 yaşından önce
B) 55 yaşından sonra
3. İlk doğum yaşınız kaçtır?
A) 30 yaşından önce
B) 30 yaşından sonra veya hiç doğum yapmamış iseniz
4. Uzun süre doğum kontrol hapı kullandınız mı?
A) 3 yıldan daha az süreli kullanmış iseniz
B) 3 yıl ve daha uzun süre kullanmış iseniz
5. Uzak akrabalarınızda 1 veya 2 tane meme kanseri var mıdır?
A) Yok
C) Var
6. 1 tane yakın akrabanızda (anne, kız kardeş, çocuk) akrabanızda meme kanseri var mı?
A) Yok
D) Var
7. Birden fazla yakın akrabanızda meme ya da yumurtalık kanseri var mıdır?
A) Yok
E) Var
8. Yakın akrabalarınızda iki taraflı veya genç yaşta (40 yaşın altında) gelişen meme kanseri var mıdır?
A) Yok
E) Var
Puanlama:
A :0 puan, B : 1 puan, C : 5 puan, D: 10 puan, E: 20 puan
Değerlendirme:
0 puan: Bir risk faktörünüz yok. Yaşam boyu meme kanserine yakalanma oranınız %10 civarında. Standart tarama programına giriniz.
1-4 puan: Hafif risk grubundasınız. Yaşam boyu meme kanserine yakalanma riskiniz %10-15 arasında. Standart tarama programına giriniz.
5-9 puan: Orta dereceli risk grubundasınız. Yaşam boyu meme kanserine yakalanma oranınız yüzde 10-20 arasında. Standart tarama programına giriniz.
10-19 puan: Yüksek risk grubundasınız. Yaşam boyu meme kanserine yakalanma oranınız %20 nin üzerinde. Özel tarama ve takip programına ihtiyacınız var.
20-59 puan: Oldukça yüksek bir risk grubundasınız. Yaşam boyu meme kanserine yakalanma oranınız yüzde 20-85 arası. Özel tarama ve takip programına ihtiyacınız var.
Yüksek meme kanseri riski taşımak nedir? ile ilgili görsel sonucu
Meme kanseri gelişme riski nasıl azaltılır?
1. Her ay memelerinizi kendiniz muayene ediniz.
2. Varsa risk faktörlerinizi belirleyiniz. Eğer bir risk faktörünüz varsa hangi periyotla nasıl takip edileceğinizi öğreniniz.
3. Yılda bir kere meme hastalıkları ile uğraşan bir cerraha muayene olunuz.
4. 40 yaşından sonra 2 yılda bir kez, 50 yaşından sonra her yıl düzenli mamografi çektiriniz.
5. Olabildiğince ideal kilonuzu korumaya çalışınız. Lifli gıdalar, bol sebze ve meyveye ağırlık veriniz.
6. Düzenli spor yapınız.
7. Sigara içmeyiniz, aşırı alkollü içkiden kaçınınız.
Yüksek meme kanseri riski taşımak nedir? Yüksek meme kanseri riski taşımak nedir? Reviewed by sunwomens on 08:35:00 Rating: 5

Meme kanseri rehberi nedir ?

08:27:00
Meme kanseri rehberi nedir ? ile ilgili görsel sonucu
Meme, süt bezleri ve burada üretilen sütü meme başına taşıyan kanallardan oluşur. Bu süt bezleri ve kanalları döşeyen hücrelerin kontrol dışı olarak çoğalmaları ve vücudun çeşitli yerlerine giderek çoğalmaya devam etmeleri sonucu meme kanseri oluşmaktadır.
İlgili resim
Meme kanseri risk faktörleri nedir?
– Daha önce memede kansere öncü sayılabilecek bir lezyonun bulunmuş olması
– Genetik olarak meme kanseri gelişimine yatkın genleri taşımak
– Ailesinde veya akrabalarında meme kanseri gelişmiş olması
– Uzun süreli doğum kontrol haplarının kullanılması
– Menopoz sonrası dönemde uzun süreli ve yüksek dozlarda östrojen replasman tedavisi yapılması
– Çocukluk veya gençlik çağında başka bir nedenle göğüs bölgesinin ışınlanmış olması
– Adet başlama yaşının erken, adetten kesilme yaşının geç olması
– Hiç doğum yapılmaması veya ilk doğumunu 30 yaşından sonra yapılması
– İlerlemiş yaş. Meme kanseri en sık 50-65 yaşları arasında görülüyor
– Aşırı yağlı gıdalarla beslenme
– Mamografi taramalarında yoğun meme saptanması
– Yumurtalık ya da rahim kanseri hikayesi olması
– Elektromanyetik alanlara ve radyasyona sürekli maruz kalmak
İlgili resim
Meme kanseri riski azaltılabilir mi?
– Şişmanlığın azaltılması,
– Alkol alınıyorsa bırakılması.
– Hafif egzersiz yapılması(haftada 4 saat tempolu yürüyüş),
– Sebze ve meyvenin bol tüketilmesi gibi basit önlemler ile meme kanseri riski % 30-40 oranında azaltılabilmektedir.
İlgili resim
Meme kanseri önlenebilir mi?
Günümüzde bilinen tek yöntem, erken tanıdır. Erken tanı sayesinde, meme kanserinin getirdiği sorunlar büyük oranda çözülebilmektedir. Bu sayede hastalığın toplumda yaptığı hasar en aza indirilebilir, yaşam süresi ve kalitesi önemli ölçüde arttırılabilir.
Erken teşhis için bilinen en iyi ve etkili çözüm, kadınların risk durumlarına göre belirlenmiş olan muayene ve tetkik protokollerinin uygulamasıdır.
İlgili resim
Meme kanseri nasıl erken tespit edilebilir?
Meme kanserinde erken teşhis yöntemleri, hastanın taşıdığı risk faktörlerine göre değişmektedir. Bu risk faktörlerinin arasında en başta yaş gelmektedir. Daha genç yaşlarda ortaya çıkabilmesine rağmen, ilerleyen yaş gruplarında bu risk artmaktadır. Bu nedenle ilerleyen yaş gruplarında erken teşhis için alınması gereken önlemler, daha erken yaş gruplarına göre farklılık göstermektedir.
Yirmi yaş üzerindeki kadınlar, her ayın belirli bir döneminde kendi kendilerini muayene etmelidirler. Bu muayene sırasında meme dokusunda farklılık olup olmadığı araştırılır. Eğer bir değişiklik tespit edilirse derhal bir hekime başvurulmalıdır. Bir değişiklik saptanmasa bile, üç yılda bir kez hekim tarafından muayene edilmelidirler.
Kırk yaşına gelen kadınların, kendi yaptıkları periyodik muayeneye ek olarak her yıl bir kez hekim tarafından muayene edilmeleri gereklidir. Ayrıca her yıl veya iki yıl ara ile mamografiyi çektirmeleri gereklidir. Elli yaşından sonra, kadınlar kendilerinin periyodik muayenelerine ve her yıl bir defa hekim muayenesine devam etmeli ve mamografi dediğimiz meme filmini her yıl çektirmelidir.
Meme kanseri rehberi nedir ? ile ilgili görsel sonucu
Kendi kendine meme muayenesi ne zaman yapılmalıdır?
Kendi kendine meme muayenesi ideal olarak adet döngüsünün 5.-7. günleri arasında, ayda bir kez yapılmalıdır.
Menopoz döneminde olan ve adet görmeyen kadınlar ise her ayın kendi belirledikleri bir gününde bu muayeneyi yapabilirler. Menopoz döneminde kullandıkları hormon ilaçları nedeniyle düzenli olarak adet görmeye devam eden kadınlar da yine bu muayeneyi adet döngüsünün 5.-7. günleri arasında yapmalıdırlar.
Meme kanseri rehberi nedir ? ile ilgili görsel sonucu
Memede bir kitle tespit edildiğinde ne yapılmalı?
Memede bir kitle tespit edilince bunun kanser mi, yoksa başka bir hastalık mı olduğu araştırılmalıdır. Şunu önemle vurgulamak gerekir ki, memede saptanan her kitle kanser değildir. Bu nedenle, memede şüpheli bir kitle saptanınca, hemen korkup telaşlanmaya ve paniğe kapılmaya gerek yoktur. Memede bir kitle saptandığında, bir hekime başvurarak daha ileri tetkiklerin yapılması gereklidir.
İlgili resim
Meme kanserinin belirtileri nelerdir?
1. Memede şişlik olması. Genellikle ağrısız, sertçe, hareket ettirilebilen veya yerinden oynamayan, zamanla büyüyebilen kitle varlığı
2. Memenin genel olarak boyutunda veya şeklinde oluşan değişik olması
3. Meme cildinde kızarıklık, morluk, yara, damar genişlemesi, içeri doğru çöküntü, yaygın küçük şişlikler, portakal kabuğu görünüşü gibi noktasal çekintiler şeklinde değişikliklerin meydana gelmesi
4. Meme başı ve çevresinde renk ve şekil değişikliği, meme başında genişleme, düzleşme, içe çökme, yön değiştirme, kabuklanma, çatlaklar oluşması, yaralar çıkması
5. Meme başından gelen kanlı veya kansız akıntı
6. Koltuk altında görülebilen veya elle fark edilen ağrılı ya da ağrısız şişliklerin varlığı
mamografi nedir zararları ve belirtileri ile ilgili görsel sonucu
Mamografi nedir?
Mamografi, düşük dozda çekilen bir meme röntgen filmidir. Memede, muayene ile saptanamayacak kadar küçük anormalliklerin tespit edilmesi amacı ile çekilir. Mamografinin gerçek değeri budur. Çünkü bu sayede, hastalık muayene ile tespit edilebilecek safhadan önce saptanır. Bu nedenle kesin hayat kurtarıcıdır. Kırk yaşını geçen kadınlar her yıl veya iki yılda bir mamografi çektirmeli ve her yıl uzman bir hekime meme muayenesi olmalıdır. Elli yaşını geçen kadınlar ise her yıl mamografi çektirmeli ve hekime muayene olmalıdır.
Mamografi ne zaman çektirilir? ile ilgili görsel sonucu
Mamografi ne zaman çektirilir?
Mamografi çekilirken meme, iki tabaka arasında birkaç saniye hafifçe sıkıştırılır. Bu nedenle memelerin en az hassas olduğu zamanda mamografi çekilmesi, ö6zellikle memeleri hassas kadınlara önerilmektedir. Adet bitimini takip eden hafta, memelerin hassasiyetinin en az olduğu zamandır. Ayrıca adet bitimini takip eden hafta, hormonal nedenlerle memelerin şişliği en alt düzeydedir ve bu sırada daha iyi sonuçlar alınmaktadır. Bu sebeplerden dolayı herhangi özel bir durum olmadıkça, mamografi çekiminin, âdetin bitimini takip eden haftada yapılması önerilmektedir.
Meme kanseri nasıl tedavi edilir? ile ilgili görsel sonucu
Meme kanseri nasıl tedavi edilir?
Son yıllarda meme kanseri tedavisinde oldukça önemli gelişmeler olmuştur. Birçok tedavi olanakları ortaya çıkmıştır. Bu olanaklar, önemli ölçüde, hastalığın saptandığı safhaya göre değişir. Hastalık ne kadar erken safhada saptanırsa tedavi olanağı ve seçeneği o kadar fazla olmaktadır.
Meme kanseri rehberi nedir ? Meme kanseri rehberi nedir ? Reviewed by sunwomens on 08:27:00 Rating: 5

Doğum sonrası güzelleşmek isteyenlere önerilermiz

08:18:00
Doğum sonrası güzelleşmek isteyenlere öneriler ile ilgili görsel sonucu

Doğum sonrası vücudunda değişiklikler olan kadın, doğum psikolojisinin de verdiği duygusallıkla birlikte korku ve paniğe kapılabilir. Uzmanlar, alınacak küçük tedbirler ve doğru plastik cerrahi uygulamalarıyla yeni annenin özgüvenini yeniden kazandırmanın mümkün olduğunu söylüyor.
Doğum sonrası depresyonunu ele alırken annenin hayatındaki tüm değişikliklerin yanı sıra değişen hormonlarla birlikte farklılaşan beden yapısının yarattığı etkiler de hesaba katılmalı.
Kendi bedeninden yeni bir beden oluşturan kadın, bu değişimin farkına vardığında şaşkınlığa uğruyor. Hatta bazen bu değişiklikler kişide paniğe yol açıyor. “Hep böyle mi kalacağım” korkusu baş gösteriyor. Ancak uzmanlar, alınacak küçük tedbirler ve doğru plastik cerrahi uygulamaları ile kişiye özgüvenini yeniden kazandırmanın mümkün olduğunu söylüyor.
Memorial Hastanesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Deniz İşcen, “Doğum sonrasında güzelleşmek için” kadınlara çeşitli tavsiyelerde bulundu…
Doğum sonrası oluşan şekil bozuklukları annede ruhsal ve bedensel etkilenmelere yol açıyor ve egzersiz gibi önlemlerle arzu edilen düzelmeler sağlanamıyorsa, uygun plastik cerrahi uygulamaları ile kişiye özgüvenini yeniden kazandırmak, hatta sonuçta evliliğine de olumlu katkıda bulunmak mümkün.
Deri çatlakları için ile ilgili görsel sonucu
Deri çatlakları için
Hamilelik döneminden itibaren bebe yağı ve badem yağı ile uygulanacak masajlarla deri çatlaklarını en aza indirin.
Bedendeki değişiklikler her ne kadar yavaş yavaş gerçekleşse de bu değişimin doğum sonrasını daha az etkilemesi için hamilelikte gereğinden fazla kilo almamak ve genişleyen deriye yağlı masajlar yaparak kalıcı hasarı azaltmak önerilir.
Bu konuda en çok bebe yağları ve badem yağını öneriyoruz, tabii ki her gün bir yenisi geliştirilen kozmetik kremleri de uygulamak mümkün.
Özellikle gebeliğe bağlı çatlakların oluşmasını engellemek amacıyla gebeliğin başından itibaren derinin esnekliği artırılabilirse oluşacak hasar en aza indirilebilir. Tabii burada derinin özellikleri de söz konusu, çünkü genetik etkiler daha fazla çatlamaya neden olabiliyor. Yine de yağlı masajdan vazgeçmemek gerek. Sarkmalar bir ölçüde egzersizle önlenebilir. Bölgesel biriken yağlardan doğum sonrasında derhal başlanılan uygun bir egzersiz programı ile kurtulmak mümkün olabilir.
Estetik ameliyat için uygun zaman ile ilgili görsel sonucu
Estetik ameliyat için uygun zaman
Meme dikleştirme ve karın gerdirme operasyonları için emzirme döneminin üzerinden bir yıl geçmesi gerekir. Bedeni üzerinde bunca değişikliği, dokuz ay gibi kısa bir sürede yaşayan kadın kendine yabancılaşır, bunu doğum sonrasında atlatmayı başaramayan hanımlar bir süre sonra plastik cerrahlardan yardım alabilirler. Bu yardım asla hemen sezaryen sonrasında yapılacak bir karın ameliyatı veya süt verirken yapılacak meme ameliyatları olmamalıdır. Çünkü vücudun bu dönemde verdiği cevaplar bizim estetik amaçlarımıza uymamaktadır. Bu yüzden ilk bir yılda beklemeyi önemle belirtiyoruz. Yapılacak işlemler doğurganlığı, doğurabilmeyi ve emzirmeyi etkilemezler.
Doğumun yarattığı hormonal etki ile ilgili görsel sonucu
Doğumun yarattığı hormonal etki
Karın kaslarının gevşemesi ve doğum sonrasında yeterince güçlenmemesi, derinin çatlamış ve gevşek olması, aşırı kilo alımı ile kalçalarda biriken yağlar annelerin en çok şikâyet ettiği vücut bölgeleri; daha ilk aylarda “bunlardan nasıl kurtulabilirim” sorusuna cevap aramaya başlıyorlar. Oysa biz biliyoruz ki, gebeliğin yarattığı hormonal etki daha en az bir yıl sürecek ve biz bu süre içinde yaptığımız girişimlerde istediğimiz sonuca ulaşamayacağız. İşte bu yüzden doğum sonrasında çok çok zorunlu olmadıkça anneye cerrahi olarak dokunmaktan kaçınırız. Bu süre annenin bebeğinden arta kalan zamanlarda daha çok egzersiz gibi, cilt bakımı gibi işlemlerle ve sabırla geçireceği bir süre olmalıdır.
Karın ve bacak yağları ile ilgili görsel sonucu
Karın ve bacak yağları
İlk bir yıl içinde bu çabalar sonuç vermemişse ve hasta tekrar bir doğum düşünmüyorsa karın ve yağlar için girişimlerde bulunabiliriz. Aslında bir sonraki doğumu engelleyen bir durum söz konusu olmasa da cerrahi ile alınacak sonuç yeni bir doğumla bozulacağı için bu durumda ameliyatı pek önermemekteyiz. Bu özellikle karından deri çıkarıp, kas diktiğimiz ameliyatlar ve meme ameliyatları için geçerlidir.
Liposuction’ı bile bir yıl geçmeden pek önermiyoruz çünkü deri eski esnekliğine henüz kavuşmamış oluyor. Aspirasyonla yağ alma yöntemi olan liposuction tekrar bir doğum yapılacak da olsa hasta tarafından isteniyorsa karın ve bacak yağları için uygulanabilir.Silikonun emzirmeye etkisi ile ilgili görsel sonucu

Silikonun emzirmeye etkisi
Önceden gerçekleştirilen silikon protez ve küçültme ameliyatının süt vermeye herhangi bir etkisi yoktur. Anneliğin ardından plastik cerrahtan en çok yardım istenen konulardan biri de meme estetiğidir.
Kiminde meme, emzirme sırasında çok büyüyebiliyor ve daha sonra eski haline dönmüyor. Bazen de süt verme sona erdiğinde memenin içi boşalarak sarkık bir torbaya dönüşüyor. Memeye estetik açıdan şekil vermek için mutlaka süt vermenin bitmiş olması gerek, bu silikon protez uygulamasında da, küçültme ve kaldırma ameliyatlarında da geçerli.
Emzirme bittikten sonra özellikle hasta başka bir çocuk istemiyorsa ameliyatı öneririz. Kararsız veya çok sonra bir doğum planlayan hastalarda ise ameliyatlı memenin şeklinin yeni bir gebelikle bozulabileceğini belirtmek gerekir.
Uygulanacak silikon protezin veya küçültme ameliyatının daha sonraları doğumlarda süt vermeye herhangi bir etkisi yoktur. Burada belirtilmesi gereken nokta teknik olarak çok büyük memelere uygulanan farklı bir meme küçültme yönteminin zaten doğurganlık yaşındaki hanımlara uygulanmadığıdır.
vajinal estetik ile ilgili görsel sonucu
Vajinal estetik
Duruma göre vajinal estetik de önerilebilir. Normal doğum, vajeni de esneten bir olaydır. Zaman içinde buradaki dokular da eski boyutlarına ve esnekliğine kavuşurlar. Kadın-doğum uzmanları muayenede bu bulguları tespit eder ve hastanın buna bağlı idrar kaçırma şikâyeti varsa yine bu uzmanlık dalı tarafından vajeni daraltma ve mesaneyi asma işlemi gerçekleştirilir. Plastik cerrahlar sadece doğuma bağlı veya doğuştan olan dış genital organ şekil bozukluklarında bazı düzeltmeleri yaparlar.
Doğum sonrası güzelleşmek isteyenlere önerilermiz Doğum sonrası güzelleşmek isteyenlere önerilermiz Reviewed by sunwomens on 08:18:00 Rating: 5
ads 728x90 B
Blogger tarafından desteklenmektedir.